Sebt Günü Çalışma Kitapçığı – 1.çeyrek 2014 – Öğrencilik

PDF İndir - Sebt Günü Çalışma Kitapçığı – 1.çeyrek 2014 – Öğrencilik

 

SEBT GÜNÜ


ÇALIŞMA KİTAPÇIĞI



STANDART VERSİYONU



ÖĞRENCİLİK




Yazar:



Dan Solis




OCAK – ŞUBAT – MART



2014



Eski Antlaşma (Tevrat ve Zebur)       Yeni Antlaşma (İncil)



Yar


= Yaratılış


Mat


= Matta


Çık


= Çıkış


Mar


= Markos


Lev


= Levililer


Luk


= Luka


Say


= Çölde Sayım


Yu


= Yuhanna


Yas


= Yasa


Elç


= Elçilerin İşleri


Yşu


= Yeşu


Rom


= Romalılara Mektup


Hak


= Hakimler


1Ko


= Korintlilere 1. Mektup


Rut


= Rut


2Ko


= Korintlilere 2. Mektup


1Sa


= 1. Samuel


Gal


= Galatyalılara Mektup


2Sa


= 2. Samuel


Ef


= Efeslilere Mektup


1Kr


= 1. Krallar


Flp


= Filipililere Mektup


2Kr


= 2. Krallar


Kol


= Koloselilere Mektup


1Ta


= 1. Tarihler


1Se


= Selaniklilere 1. Mektup


2Ta


= 2. Tarihler


2Se


= Selaniklilere 2. Mektup


Ezr


= Ezra


1Ti


= Timoteyus’a 1. Mektup


Neh


= Nehemya


2Ti


= Timoteyus’a 2. Mektup


Est


= Ester


Tit


= Titus’a Mektup


Eyü


= Eyüp


Flm


= Filimun’a Mektup


Mez


= Mezmurlar (Zebur)


İbr


= İbranilere Mektup


Özd


= Süleyman’ın Özdeyişleri


Yak


= Yakup’un Mektubu


Vai


= Vaiz


1Pe


= Petrus’un 1. Mektubu


Ezg


= Ezgiler Ezgisi


2Pe


= Petrus’un 2. Mektubu


Yşa


= Yeşaya


1Yu


= Yuhanna’nın 1. Mektubu


Yer


= Yeremya


2Yu


= Yuhanna’nın 2. Mektubu


Ağı


= Ağıtlar


3Yu


= Yuhanna’nın 3. Mektubu


Hez


= Hezekiel


Yah


= Yahuda’nın Mektubu


Dan


= Daniel


Vah


= Vahiy (Esinleme)


Hoş


= Hoşea




Yoe


= Yoel




Amo = Amos Ova = Ovadya Yun = Yunus Mik = Mika Nah = Nahum


Hab = Habakkuk Sef = Sefanya Hag = Hagay Zek = Zekarya Mal = Malaki



İçindekiler



1     Öğrenciler ve Kutsal Kitap (Aralık 28–Ocak 3)................. 6


2     Mecaz Aracılığıyla Öğrencilik (Ocak 4–10)..................... 13


3     Öğrencilik ve Dua (Ocak 11–17).................................... 20


4     Çocukları Öğrenci Yapmak (Ocak 18–24)....................... 27


5     Hastayı Öğrenci Yapmak (Ocak 25–31).......................... 34


6     “Sıradan Kişiyi” Öğrenci Yapmak (Şubat 1–7)................ 41


7     İsa ve Toplumdan Dışlanmış Olanlar (Şubat 8–14)........ 48


8     Zengin ve Ünlü ile (Şubat 15–21)................................... 63


9     Kudretli Olanı Öğrenci Yapmak (Şubat 22–28)............... 70


10     Ulusları Öğrenci Yapmak (Mart 1–7)................................ 77


11     Ruhsal Liderleri Öğrenci Yapmak (Mart 8–14)................. 84


12     Hasat ve Hasat Kaldıranlar (Mart 15–21)......................... 91


13     Öğrenciliğin Bedeli (Mart 22–28).................................... 98



Editör Ofisi 12501 Old Columbia Pike, Silver Spring, MD 20904


Web sayfamızı ziyaret edin: http://www.adventistler.com


Yazar                                                                     Pacific Press Koord.


Dan Solis                                              Wendy Marcum



Editör                                                                     Kapak & Sayfa Tasarım


Clifford R. Goldstein                                  AngelOS



Editör Sekreteri                                        Çeviri


Soraya Homayouni                                   AngelOS



Bu kitapçık Yedinci-Gün-Adventistleri Genel Konferansı Yetişkinler için Sebt Okulu Çalışma Kitap- çığı ofisi tarafından hazırlanmıştır. Bu kitapçığın hazırlanması Sebt Okulu Geliştirme Komitesinin yönetimi altında olmuştur. Yayınlanan bu kitapçık bu komitenin görüşlerini yansıtmakta olup sade- ce veya mutlaka yazarın (veya yazarların) görüşleriyle sınırlı değildir.



İstek Adresi Web: www.adventistler.com


E-mail:    irtibat@adventistler.com



llah başlangıçta mükemmel, günahsız bir dünya yarattı. İnsanlar, Yaratıcıları’nı onurlandırmanın, tapınmanın ve takip etmenin imtiyazını yaşıyorlardı. Yaşam sonsuza dek böyle sürmeliydi.


Ancak Şeytan ilk dünyevî ebeveynlerimizi baştan çıkararak, insanlığın nihaî anlamını, ga- yesini ve önemini onlardan çaldı. İsyan çoğaldı ve tüm gezegene bulaştı.


Mesih’in kurbanlığı tek umudumuzu sağladı. Golgota’daki kurtarış bizlere özgürlüğü, önemsizlikten ve anlamsızlıktan tek kaçışı sağlar. Günahkâr insanlara özgürlük, af ve orijinal durumlarına dönme fırsatı sağlandı.


Allah her yerde imanlılara, O’nun eşsiz lütfunun habercisi olmaları, Şeytan tarafından köle yapılanlara bu ilahi kurtuluşu bildiren elçiler olmaları işaretini vermekte, onlara Yapıcıları’nı takip etme, tapınma ve övme çağrısı yapmaktadır. Öğrenci yetiştirmede Mesih’in örneği, Büyük Görev’e yanıt vermede imanlıların izleyeceği bir örnek olmalıdır (Mat 28:19, 20).


Bu yüzden bu çeyrek yılın konusu öğrenciliktir. Bu terimin birçok yönü olsa da, bu ça- lışmada bir süreç olarak İsa’nın takipçisi olmayı ve ruhları nasıl daha iyi kazanabileceğimizi araştıracağız.


Her şeyden evvel, İsa her Mesih inanlısının örneğidir, özellikle de ruhları kazanma işin- de. Etkili müjdeciliğin anahtarlarının, basitçe Mesih’in örneğini izlemek yerine, popüler psikolojide, kitle pazarlama tekniklerinde ve özenle hazırlanmış promosyon programlarında keşfedileceğini sanmak akıllıca olur mu?


İsa, takipçilerini nasıl cezbetmişti? Başkalarını etkili bir şekilde O’na yönlendirmemiz hususunda, İsa’nın örneğinden ne öğrenebiliriz? Büyük Görev’i nasıl gerçekleştirebiliriz?




İsa böyle birbirinden farklı grupların nasıl ilgisini çekmişti: zengin ve fakire, dindar ve dinsize, siyasi olarak güçlü olanla güçsüz olana? İsa nasırlaşmış kalplerin kilidini nasıl aç- mış, dışlanan insanlara umut aşılamış, çocuğun nazik kalbine hitap etmiş ve öğrenciler yetiştirmek uğruna etnik ve sosyal engelleri aşmıştı? Zenginlik ve kudretin kalelerine nasıl girmiş, ruhsal bakımdan kibirli olan dini liderlerin


kozalarını açmış ya da ölümcül hastalıklarla savaşan- ların umutlarını yeniden canlandırmıştı?


Bunlar entelektüel değişimi canlandıran tartışma soruları değildir; aksine bunlar İsa’nın kaybolan koyu- nu sevgiyle dolu Çoban’a yönelten örneğini tutkuyla izleyen bir imanlının en önemli çalışma alanıdır.


Pavlus da, tıpkı kendisinin İsa’yı takip ettiği gibi, imanlıların kendisini takip etmeye davet etmişti. Yirmi birinci yüzyılda imanlıların, Pavlus’un birinci yüzyılda tesis ettiği standarttan daha azını kabul etmesi düşü- nülemez.


Sonuçta İsa’yı takip etmek, bu değişiklikler ne ka- dar önemli olursa olsun, anormal davranışlar ve alışkanlıkların düzeltilmesi için öğrenciliğe eşit metot- ların görüş sınırlarını çok aşmaktadır. Öğrencilik


konusundaki kapsamlı anlayış, İsa’yı tutkuyla takip etme arzusuyla ve bunun doğaüstü sonucu olarak başkalarını da Mesih’e yönlendirme arzusuyla birleşene kadar henüz tamam- lanmamış demektir.


Veya bizlere anlamlı bir şekilde söylendiği gibi: “Mesih’e gelir gelmez O’nu başkalarıyla paylaşmak için istek duyarız. İsa’yla olan değerli dostluğumuzun herkes tarafından bilinme- sini arzularız. Bizi kurtaran ve temiz kılan gerçek, kalplerimizde saklı kalamaz. Mesih’in doğruluğunu kuşanmışken insanlara O’ndan bahsetmekten vazgeçemeyiz. O’nun Ruh’unun sevinciyle dolduğumuz zaman bunu paylaşmak isteriz. Anlatacak harika bir şeyimiz vardır; çünkü Rabbin iyi olduğunu biliriz.”—Ellen G. White, Cennete Giden Yol, S. 62.


İşte bu çeyrek yılda işleyeceğimiz konu budur.



Dan Solis, Teksas doğumlu olup, bir ortakçı ve göçmen bir çiftçinin torunudur. Andrews Üniversitesinden mezun olmuştur ve bir inanlı topluluğunda pastör, konferans departman direktörü ve üniversite profesörü olarak hizmet vermekte- dir. O ve ilköğretim okulunda öğretmenlik yapan karısı Cindy’nin Washington, Kaliforniya ve Tennessee’de Rab’be hizmet eden üç yetişkin çocuğu vardır.



*Aralık 28–Ocak 3

Öğrenciler ve Kutsal Kitap



Sebt Günü

Konuyla İlgili Metinler: Luka 4:1–12, Mat 12:3–8, Mat 5:17–39, Luka 24:13–32, Elç 1:16–20.


Hatırlama Metni: “Kutsal Yazılar’ı araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığıyla sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık eden de bu yazılardır!” (Yu 5:39).


ezattan satın aldığı bir metal detektörünü kullanan İngiliz Terry Herbert, bir çiftçinin tarlasında gömülü duran altın kaplama Anglo–Sakson silahlar ve gümüş sanat eserleri bulmuştu. Buldukları şeylerin parasal değeri 10 mil-


yon TL’yi geçiyordu.


Tozlu, çakıllı ve çamurlu bir alanda birinin hazine araması gibi, bazı şeylerin yo- lumuza engel olmasına izin vermemeye dikkat etmeli ve yukarıdaki gerçek hazineyi gözden kaçırmamalıyız: İsa Mesih’i. Ebedi zenginlikleri arayan Ferisiler ve Sadukiler de benzer bir şekilde kadim kutsal yazıları “kazmıştı”. İronik olarak onların hazine haritası olan Kutsal Yazı o kadar hatalı okunmuştu ki, asıl hususu, yani İsa’yı tama- men gözden kaçırmışlardı.


İsa hem açıkça hem de dolaylı olarak Kutsal Yazı’yı, öğrenci yapma yöntemiyle birleştirmişti. Nihai “hazine avcılığı,” O’na işaret eden peygamberlik yazılarından kaynaklanmaktaydı. Bu nedenle İsa’yı gözden kaçırmak, belirtiyi gözden kaçırmak demektir. O halde bütün bunların anlamı şudur: tüm öğrenci yapma gayretlerimiz nihayetinde İsa’ya ve O’nun bizler için yaptığı şeye yönelik olmalıdır.



*4 Ocak Sebt Günü’ne hazırlık için bu haftanın konusunu çalışın.



İsa ve Kutsal Kitap


Aralık 29



İsa tüm imanlılar için örnek olduğundan, O’nun Kutsal Yazı’ya bağlılığı, geçici bir ilgiden çok daha fazlasıdır.



Luka 4:1–12 ve 16–21’i okuyun. Bu pasajlar Mesih’in Kutsal Kitap’a olan davranışı konusunda ne telkin etmektedir?



Mesih’in çölde denenmesi öyküsü, Kutsal Yazı’dan alıntılar yapmakla İsa’nın her şeytani saldırıyı ve daveti geri çevirdiğini göstermektedir. Mesih’in çöldeki kırk gün- lük kalışında muhtemelen tomarlar yanında değildi. Bu da açıkça göstermektedir ki, Mesih Kutsal Yazı’nın en önemli kısımlarını ezbere biliyordu. Çölde alıntısı yapılan ayetler Musa’nın yazılarından alınmış olsa da, İsa İbranice Yazılar’ın başka kısımla- rından da alıntılar yapmıştır (Mat 21:42, 22:44). Açıkçası İsa’nın Kutsal Yazı hak- kında çok geniş bir bilgisi vardı.


Bununla birlikte, denenmenin hakkından gelmek ve kişisel kutsallığa erişmek için Mesih’in Kutsal Yazılar’ı bir alet olarak kullanmaktan çok daha farklı algıladığına dikkat edin. İsa, Kutsal Yazılar’ın kendisine işaret ettiğinin farkındadır. Luka 4:16– 30’da kaydedilen havra ziyaretinde, İsa Yeşaya’dan alıntı yaptıktan sonra, tutsakları serbest bırakmak ve ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak için meshedilen Kişi olarak bu ayetin kendisine işaret ettiğini belirtti. İsa, bu Mesihî önbildiriyi kendisinin gerçekleş- tirdiğini biliyordu. Bu nedenle, İsa Kutsal Kitap’ın sadece kendisine işaret ettiğini bilmekle kalmayıp, aynı zamanda hizmetinin ilk evrelerinde başkalarına Kutsal Ki- tap’ı kendisine işaret ettiğini göstermek için kullanıyordu.



Kutsal Yazı’nın Yetkisi


Aralık 30


  

Şu ayetleri okuyun. Bize İsa’nın Kutsal Kitap’ı nasıl gördüğü hakkında ne söylüyorlar? Mat 5:17–20, 12:3–8, 15:3–11, Yu 10:34–37, 17:14–19, Luka 24:44.



Mesih ne zaman dini yetkililerle tartıştıysa, konu soyut felsefeye, hatta kişisel oto- riteye değil, bilakis Kutsal Yazı’nın öğretilerine dayanıyordu. İsa yanlışı doğrudan ayırdığında, görüşünü Kutsal Yazı esasına dayandırmaktaydı. Muhalifleri Mesih’in doktrinel saflığını hedef aldığında, İsa onları Kutsal Yazı içerisindeki belirli pasajlara yönlendirdi. Pratik meseleleri dikkate alırken, İsa ilahi vahye başvurmuştu. Mesih ilahi olarak atanmış görevinin, kadim peygamberlerin önbildirdiği şeyi gerçekleştir- mek olduğunu biliyordu.


Mesih’in Kutsal Yazılar’ı üst düzeydeki anlayışını, günümüzün sözde Hıristiyanları arasında yaygın olarak gösterilen davranışlarla kıyaslayın. Tüm mezhepler Kutsal Kitap’ı ilginç bulur, fakat aslında onu güvenilmez tarihi el yazmaları olarak ele alır. Her şey— altı günlük yaratılış, Çıkış, hatta İsa’nın bedensel olarak dirilişi (Gerçek anlamda İkinci Geliş şöyle dursun)—sorgulanmakta veya bunlara bir efsane havası verilmektedir.


Öğrenciliğin ne ima ettiği çok açıktır. Bir kimse yaşamını neden efsanelere dayalı bir gayeye adamayı istesin ki? Aksine gerçek sorunlarla acı çeken insanların gerçek bir Kurtarıcı’ya ihtiyacı vardır. Aksi takdirde müjde, başkalaşım geçirerek kararmış bir hazine veya altın kaplamalı plastikten bir para haline gelir. Uzaktan bakıldığında insanı kandırabilir, fakat yakından bir incelemeyle plastik olan reddedilir. Güvenli olan tek yol, Mesih’in Kutsal Kitap’ı yüceltme, onurlandırma ve itaat örneğini takip etmektir.


Umumi Bildiri


Aralık 31



İsa, umumi olanlar dahil, çeşitli sahnelerle insanları kendisine çekmişti. Kutsal Yazı, Mesih’in umumi bildirilerinde başlıca rolü oynamış olmalıdır. Vaazları ve umumi söylevleri, doğrudan yaptığı alıntılar ve dini imalarla doludur.



Matta 5:17–39’u okuyun. Bu ayetler, hangi tarzda Mesih’in umumi hiz- met için, Kutsal Yazılar’ı kullandığını göstermektedir?



Mesih’in geçici dünyevî ikameti süresince İsraillilerin Kutsal Yazılar ile olan ola- ğan ilişkisi çok kuralcıydı. Düzenlemeler ve ahlâki rehberlik için Kutsal Yazılar’a bakıyorlardı. Dürüst davranışların, ebedi mutluluğun bedeli olduğu düşünülüyordu. Ancak İsa onların kuralcı görüşlerini tersine çevirdi ve harici kontrol sistemi için kalbe dayalı bir dini destekledi.


Mesih merkezli bir din, ahlaki davranışlara yönlendiren bir kalp dönüşümünden kaynaklanır. İronik olarak Ferisilerden bazıları, ahlaki mükemmelliğe ulaşma tela- şıyla Allah ile olan canlı bir ilişki fırsatını kaçırmışlardı. İsa bu kusurları tanımlamış ve şifa almaları için dinleyicilerinden kendisini Kurtarıcı ve Ustaları olarak kabul etmelerini rica etmişti. İçsel kontrol gücü olarak, İsa ile ahlaki standartlar alçaltıl- maz, aksine yükseltilir. Herkesin yapması gereken şey, Dağdaki Vaaz’ı okuyarak O’nun ahlaki standartlarının nasıl yükseltildiğini görmektir.


“Bu sözler, hayret içindeki kalabalığın kulaklarına tuhaf ve yeni bir şey olarak dü- şer. Bu öğreti, o zamana dek rahipler ya da hahamlardan öğrendikleri her şeye aykı- rıdır. Bunda gururlarını okşayacak ya da tutkulu umutlarını besleyecek hiçbir şey göremezler. Ancak bu yeni Öğretmen’de onları adeta büyüleyen bir güç vardır. Çiçek- ten gelen hoş koku gibi, O’nun öz varlığından da ilahî sevginin tatlılığı akmaktadır… Tümü, içgüdüsel olarak, burada canın sırlarını okuyan, ancak yine de onlara müşfik merhametle yaklaşan Biri’nin bulunduğunu hissetmektedir.”—Ellen G. White, Tho- ughts From the Mount of Blessing, S. 6.



Kişisel Hizmet


Ocak 1



Mesih’in umumi hizmetine dair örnekler çoktur. Aynı şekilde, hem sıradan hem de toplumun seçkin tabakasıyla olsun, Mesih’in kişisel karşılaşmaları da çok çarpıcı- dır. Bu öyküler, Mesih’in hizmetinde Kutsal Yazılar’ın merkeziliğine yönelik eşsiz kavrayışlar sunar.



Yu 13:18–20 ve Luka 10:25–28, 24:13–32’yi okuyun. Bu pasajlarda Kutsal Yazı ne gibi bir rol oynamıştır? İsa’nın bu ayetlerde alıntılar yapmış olma- sının amacı nedir? Bu küçük grupların Kutsal Yazı ile karşılaşması onlar üzerinde nasıl bir etki bırakmıştır?




Mesih, öğrencilik çağrısına bağlı olarak sürekli Kutsal Yazılar’dan alıntı yapmak- tadır. Bu, İsa’nın otoritesi ve güvenilirliğinin şahsi bir karizmaya değil, Kutsal Yazı- lar’a dayandığının açık bir göstergesidir. Bu durum, bilhassa Emayus yolunda O’nun iki öğrencisiyle birlikte Kutsal Yazılar’ı çalışma tarzında görülebilir.


“İsa, Musa’nın ve tüm peygamberlerin yazılarından başlayarak Kutsal Yazı’nın hep- sinde kendisi ile ilgili olanları onlara anlattı. Eğer kendisini onlara hemen tanıtmış olsaydı, onların yüreği sevinçle dolacak ve duydukları bu büyük sevincin etkisiyle daha fazla bilgi edinmeye istekli olmayacaklardı. Fakat Eski Ahit’in peygamberlerinin Mesih ile ilgili tanıklıklarını bilmeleri ve anlamaları gerekiyordu. Böylece bu onların imanının temeli olacaktı. Mesih onları inandırmak için hiçbir mucize yapmadı. Onlara sadece Kutsal Yazı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Öğrenciler Mesih’in ölümüyle tüm umutla- rını yitirdiklerini düşünmüşlerdi. Fakat Mesih çarmıhtaki ölümünün, onların imanını güçlendiren en önemli tanıklık olduğunu peygamberleri örnek vererek gösterdi.


“İsa öğrencilerine ders verirken, Eski Ahit’teki yazıların kendisinin gönderilmesi- nin bir kanıtı olması açısından önemini anlattı.”—Ellen G. White, Sevgi Öğretmeni, S. 784–785.



Sonraki Nesil


Ocak 2



Hiç şüphesiz, gördüğümüz gibi İsa Kutsal Kitap’a çok büyük bir önem vermiştir. Tek bir Kutsal Kitap ayetinin bile otoritesini, doğruluğunu veya güvenilirliğini hiçbir zaman sorgulamamıştı. Ancak yüzyıllar boyunca, hatta günümüzde bile birçok insan bunu yapmaktadır.



Matta 12:15–21; Markos 1:1–3; Elç 1:16–20; 3:22–24; ve Romalılar 10:10, 11’i okuyun. Bu ayetler, bizlere ilk Hıristiyanların Kutsal Yazı’ya ba- kış tarzı konusunda ne söylüyor? Kutsal Kitap ile olan ilişkimiz açısından, onlardan ne gibi dersler alabiliriz?



İlk Hıristiyan yazarlar, Nasıralı İsa’nın mesihliğini doğrulamak için Kutsal Yazı- lar’ı kullanma uygulamasına devam etmişti. Aslında, Hıristiyanlığın İbrani Yazılar aracılığıyla kaçınılmaz olarak Allah’ın kendi vahyine bağlı olduğunu söylüyorlardı.


İsa bizzat bu kutsal yazılara müracaat etmişti. Şimdi Mesih’in öğrencileri de aynı şeyi yapıyorlardı. Mesih için kişisel tecrübelere, mucizelere ve diğer tanıklıklara mü- racaat önemli ve uygundu; ancak bunlar hiçbir zaman İsa’nın başlıca tanıklığı için Kutsal Yazı’nın yerini tutmamıştı.


Mesih’in ilk takipçileri, inanlı topluluğunun hizmetini, günlük uygulamalarını ve ruhsal disiplini korumak açısından Kutsal Yazı’nın rehberliğine danışmışlardı. İnsanî spekülasyonlar ve varsayımlar minimize edilmiş; Kutsal Yazılar ön plana çıkarılmıştı. İnanlı topluluğunun konseylerinde Allah’ın vahyi dualarla zikredilmekteydi (bkz. Elç 15). Kutsal Yazı, ilk inanlı topluluğunun yaşamının her yönüne dokunmuştu.


O halde, bilhassa yaşadığımız şu son çağda, Kutsal Kitap’a olması gerekenden farklı yaklaşımlarda bulunmamız ne kadar aptalca olur?



Ocak 3


Ek Çalışma: Ellen G. White, “Bible Teaching and Study,” S. 190–192, Educa- tion; “Emayus Yolunda,” S. 783–788, Sevgi Öğretmeni; “Thessalonica,” S. 221– 230, The Acts of the Apostles kitaplarını okuyun.



“Mesih Kendi hizmeti sırasında öğrencilerinin zihinlerini bu peygamberlik sözleri- ne açmıştı. Petrus Mesih’i vaaz ederken kanıtlarını Eski Ahit’ten getirmişti. İstefanos aynı yolu izlemişti. Pavlus da, kendi hizmetinde Mesih’in doğumunu, çekeceği acıları, ölümünü, dirilişini ve göğe yükselişini önceden bildiren kutsal yazılara atıfta bulundu. Musa’nın ve peygamberlerin ilhamla yazılmış tanıklıkları aracılığıyla, Nasıralı İsa’nın Mesih olarak kimliğini açıkça kanıtladı ve Adem’in zamanından beri ataların ve pey- gamberlerin ağzıyla konuşanın Mesih’in sesi olduğunu gösterdi.”—Ellen G. White, The Acts of the Apostles, S. 221, 222.



Tartışma Soruları:


¤ Günlük yaşantına Kutsal Kitap’ı dahil etmenin pratik yollarından bazıla- rı nelerdir? Kişisel tanıklığında Kutsal Kitap’ı nasıl kullanabilirsin?


¤ İsa mucizeler ve şahsî karizması yerine, neden Kutsal Kitap’ı yorumla- maya önem vermişti? İnancımızın merkezi olması açısından müzik, sağlık mesajı, sosyal işlevler veya başka şeyler, Kutsal Kitap’ın yerine geçerse ne olur?



¤ Günümüz inanlıları Kutsal Yazılar’a ne kadar bağımlı olmak zorunda- dır? Önceliklerin tesis edilmesi, kaynakların yönlendirilmesi ve hizmete bağlılık açısından inanlı topluluğu yaşamında Kutsal Yazılar’ın önemini değerlendir.



¤ Kutsal Kitap’ta hiçbir yazarın, diğer yazıların doğruluğunu veya güveni- lirliğini soruşturmadığı gerçeğini düşün. Birçok Kutsal Kitap araştırmacısı dahil olmak üzere, çoğu insanın günümüzde Kutsal Kitap gerçeğini her seviyede sorgulamayı öncelikli hale getirdiği bir zamanda, bu bizler açısın- dan neden çok büyük önem taşır?



Güneşin Batışı: 16:51 (İstanbul)



*Ocak 4–10

Mecaz Aracılığıyla Öğrencilik



Sebt Günü


Konuyla İlgili Metinler: 2Sa 12:1–7, Yşa 28:24–28, Mat 7:24–27,


13:1–30, Luka 20:9–19.



Hatırlama Metni: “İsa bütün bunları halka benzetmelerle anlattı. Benzetme kullanmadan onlara hiçbir şey anlatmazdı. Bu, peygamber aracı- lığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: ‘Ağzımı benzetmeler anlata- rak açacağım, dünyanın kuruluşundan beri gizli kalmış sırları dile getire- ceğim.’ ” (Matta 13:34, 35).

ıristiyanlık mantıklı ve tutarlıdır. Akıl geliştirilmelidir. Ancak sadece akıl, tüm insan şahsiyetini vurgulamada yetersizdir. Mantık ve muhakemeyi işlemeye programlanmış robotlardan farklı olarak insanlar sevmeye, hissetmeye, acı duymaya, ağlamaya, şefkat duymaya, gülmeye ve hayal etmeye kabildir. Bu nedenle İsa, mantığın ötesindeki ebedi gerçekleri ifade etmişti. İsa her durumdaki insana erişebilmek adına günlük yaşama ilişkin tutarlı resimler çizerek konuşuyordu. Ço- cuklar ve yetişkinler, imgeler ve mecazlara sarılı benzetmeler aracılığıyla kendilerine


verilen derin gerçekleri anlayabiliyorlardı.


Bu arada aklanma, doğruluk ve kutsanma gibi derin kavramlar, Usta Öykü Anlatı- cısı’nın kendine has yöntemiyle kolayca kavranıyordu. Diğer bir deyişle, çoğunlukla normal bir lisanla anlaşılması zor olan kavramlar, semboller ve mecazlarla öğretili- yordu.



*11 Ocak Sebt Günü’ne hazırlık için bu haftanın konusunu çalışın.



Eski Ahit Örnekleri


Ocak 5


 


2.Samuel 12:1–7, Yeşaya 28:24–28, Yeremya 13:12–14, ve Hezekiel 15:1– 7’yi okuyun. Bu benzetmeler ve kinayeler, Allah’ın insanlıkla olan ilişkisine olan anlayışını nasıl genişletebilir? Bu peygamberlerin kullandığı hangi obje- ler veya sahneler, daha sonra Mesih’in benzetmelerinde ortaya çıkmıştır?



Görebileceğimiz gibi, ziyaretinin gerçek amacını gizlemek için Natan bir benzet- me anlatıyor. Davut kendisini suçlu olarak ima ediyor, bu nedenle kendi mahkûmi- yetini ilan ediyor. Edebi bir vasıta (bir benzetme) kullanan Natan, aksi takdirde bir yüzleşmeyi ve belki de kendi infazına neden olacak bir durumu engelliyor.


Yeşaya’nın şiirsel öyküsü, dinleyicilerine aşina olan tarımsal bir zeminden gel- mektedir. Yüzyıllar sonra İsa da aynı sahneleri kullanacaktı. Yeşaya’nın benzetmesi, ceza anında Allah’ın sınırsız merhametini öğretmektedir. İbraniler’in on ikinci bö- lümü de aynı şekilde, bir intikam silahı yerine, bir düzeltme vasıtası olarak Allah’ın cezalarını anlamamıza yardımcı olmaktadır. İlahi cezalar onların kurtarıcı gayesini yansıtmaktadır; onlar tövbeyi, dirilişi ve reformasyonu teşvik etmek için yeterlidir. Ancak büyük bir inatçılık ve isyan baş gösterdiğinde, bunu daha büyük cezalandır- malar takip eder.


Yeremya’nın benzetmesi, yargı konusunda dehşetli bir örneklemedir. İnsanlar ne zaman Allah’ın kurtarıcı gayesini önlediyse, Allah bilhassa onları seçmiş oldukları şeyin sonuçlarına terk etmiştir. Aynı şekilde Mesih de dinleyicileriyle yargıya ilişkin benzetmeleri paylaşmıştır. Hezekiel ise benzer mesajı nakletmek için farklı bir sem- bol kullanmıştır.



Mimari Bilgelik


Ocak 6



Matta 7:24–27’yi okuyun. Bu ayetler Hıristiyan öğrenciliğini anlamamıza nasıl katkıda bulunur? Böyle önemli bir gerçeği öğretmek için İsa neden doğadan bir örnek kullanmıştı?



Modern aydın toplumlar, edebiyatı bir imtiyaz olarak görürler. Ancak günümüzde bile edebiyattan yoksun olan toplumlar mevcuttur. Kadim tarih boyunca edebiyat kuraldan çok bir kural dışılıktı. Yönetici sınıflar, edebiyat ustaları (yazarlar), güçleri- ni okumadaki hünerleriyle elde etmişlerdir. Bu yüzden İsa mesajlarını sıradan, ede- biyatla ilgisi olmayan insanların anlayabileceği tarzda vermişti. (Tabii ki edebi dinle- yiciler de bunları anlayabilirdi.)


Gutenberg’in baskı makinesini icat etmesinden önce el yazmaları dünyanın birçok yerinde elle yazılmaktaydı—ki bu çok zamana mâl olan bir süreçti. Aslında çok az kişi böyle değerli şeylere sahip olabiliyordu. Bu nedenle efsaneler, benzetmeler ve bunun gibi vasıtalar aracılığıyla sözel iletişim, bilginin aktarılması açısından standart hale gelmişti.


Allah tüm insanlığa kurtuluşu sunar. O halde Mesih’in insanlığın büyük bir bö- lümüne ulaşabilecek bu tür bir iletişim biçimi kullanmış olması sürpriz olabilir mi? Nesilden nesile basit öykülerle geçen sözel gelenek, kurtarıcı düşüncenin yaygınlaş- masına neden olmuştu.


Luka 14:27–33’ü okuyun. Bu öykülerden nasıl bir ders çıkarabiliriz? Bu- radaki mecazlar, öğrencilik konusundaki anlayışımızı nasıl aydınlatır?



Bina inşa etmek hazırlık ister. Gerçek inşaata başlamadan önce maliyet hesapları yapılır. Aynı şekilde öğrencilik de bir hazırlığı gerektirir. Mucizevi beslemeler, muhte- şem iyileştirmeler ve belirgin başarılar, müstakbel öğrencilerin Mesih’i izlemenin kolay olacağını zannetmelerine neden olmuş olabilirdi. Ancak İsa dinleyicilerini res- min bütününü çalışmaya teşvik etmişti. Kendini adamak, acı çekme, tevazu ve red- dedilme, hesaba katılması gereken bedellerdendi. Bir kez daha, öğrencilerinin karşı- laşabileceği engellere ilişkin belirli bir kontrol listesi sunarken, İsa’nın bu mesajı nakletmek için mecazî bir dil kullanmayı seçtiğine dikkat edin.



Ziraî Kıyaslamalar


Ocak 7



Matta 13:1–30’u okuyun. İsa öğrencilik hakkında dinleyicilerine ne öğ- retmekteydi? Modern inanlılar bu mecazlardan ne gibi dersler çıkarabilir?



Mesih’in ekiciyle ilgili benzetmeleri birçok okuyucuya aşinadır. Öykünün sahnesi, tarımla uğraşan bir toplum için, İsa’nın dinleyicilerinin kolayca takip edebileceği türden alışıldık bir yerdi. Öğrencilik ile olan ilişkisi belirgindi. Aslında İsa, dinleyicile- rinin kendi durumlarını öğrenciler olarak değerlendirmeye zorluyordu. Her bireyle özel olarak karşılaşmaktansa, benzetmeler aracılığıyla konuşarak, öğrencileri kendi- leriyle yüzleşmeye davet ediyordu. Ruhlarının aynalarına bakarak kendi materyalist eğilimlerini inceleyebilir, sebat kapasitelerini gözden geçirebilir, dünyevi zorluklarını analiz edebilir ve sarsılmaz bir öğrenciliğin gerektirdiği yaşam tarzını seçebilirlerdi.


Aynı zamanda gerçek öğrencilik yargıyı (kınanmayı) Usta’nın ellerine teslim eder, öğrencininkine değil. İnsani sezgi kusurludur, insani bilgi kısmîdir. Sadece Allah kusursuz bir anlayışa sahiptir. İsa aynı zamanda şeytani sızmaların olacağı konu- sunda da uyarmıştı. Öğrenciler kendi yargılarını (sezgilerini), diğer imanlı olduğunu iddia edenlerinkine dayandıramaz, zira bu imanlılar buğday değil, yabani ot da olabi- lir. Her ikisi de hasat zamanına dek birlikte büyümelidirler.


“Mesih’in benzetmeler yoluyla öğretişinde, O’nun dünyadaki görevinde görülen ilkenin aynısı görülmektedir. Mesih, Kendisinin ilahî karakterini ve hayatını tanıya- bilmemiz için, bizim doğamıza büründü ve aramızda yaşadı. Ulûhiyet insanilikte; görünmez görkem görünür insan biçiminde açığa vuruldu. İnsanlar bilinmez olanı bilinir olan aracılığıyla öğrenebilirlerdi; göksel şeyler dünyasal şeyler aracılığıyla açık- landı.”—Ellen G. White, Christ’s Object Lessons, S. 17.



Devrimsel Savaş


Ocak 8



Mesih’in hizmeti devrimseldi, fakat geleneksel silahlardan yoksundu. O’nun araç- ları, kılıçlardan ve bıçaklardan çok daha güçlüydü. Sık sık benzetmeler ve mecazlarla ifade edilen yaşam değiştirici sözler, kötüye karşı mücadelede O’nun pek de gizli olmayan silahları olmuştu.


Mesih’in taktikleri ve stratejileri, birçok lideri gardını düşürmüşken yakalamıştır; onlar Mesih’in kitleler üzerindeki gücüyle karşılaşmada yetersiz bir donanıma sahip- tiler. Benzetmelerinin çoğunda, liderlere karşı gelen mesajlar mevcuttur. Dini lider- ler, Mesih’in mesajının insanların kalbine işlediği her yerde kendi etkilerinin büyük ölçüde kısıtlanacağını fark ettiler.



Matta 21:28–32 ve Luka 14:16–24, 20:9–19’u okuyun. Bu benzetmelerle ne gibi güçlü mesajlar verilmektedir? Benzetmeler çoğunlukla belirli in- sanlara yönelik olsa da, kim olursak olalım, burada bizlere hangi ilkeler tatbik edilebilir?


“Bağ benzetmesi yalnızca Yahudi ulusu için geçerli değildir. Bize vereceği bir ders vardır. Bu nesildeki kiliseye Allah tarafından büyük ayrıcalıklar ve bereketler bahşe- dilmişti ve O buna uygun karşılıklar beklemektedir.”—Ellen G. White, Christ’s Ob- ject Lessons, S. 296.


Hiç şüphesiz Rab tarafından büyük ölçüde bereketlendirildik: Mesih’in kanıyla kurtulduk, O’nun doğruluğu temelinde (bizimki değil) kurtuluş vaadi aldık, sonsuz yaşam güvencesini elde ettik ve Kutsal Ruh ile desteklendik—bizlere bunca şey sağ- landı. Ancak sahip olduğumuz, hakkımız olan ve hatta küçümsediğimiz birçok şeyi kolayca unutabiliriz. Benzetmedeki bağcılar gibi yaptığımız şeyin ne ima ettiğini fark etmeyebiliriz. Sonunda cehaletleri yargı gününde onların bahanesi olamayacaktır. Aynı şekilde bizlerin de bahanesi olamayacaktır.



Mesih’in Yaratıcı Mirası


Ocak 9



Mesih’in hizmetinin kaydı tamamlandıktan sonra benzetmelerin de Kutsal Yazı- lar’da gözden kaybolduğunu anlıyoruz. Bu olgu nasıl açıklanabilir? Şüphesiz Yeni Ahit’in büyük bir bölümü Pavlus üzerine odaklıdır. Yeni Ahit’teki on dört kitap Pav- lus’a atfedilmiş ve Elçilerin İşleri’nde Luka’nın tarihi öykülerinin neredeyse yarısı aynı şekilde Pavlus etrafında dönmektedir. Öyküleri İsa’nın tarzında kullanmamış olsa da, Pavlus hatırı sayılır oranda mecazlar, benzetmeler ve diğer yaratıcı araçlar kullanmıştı (bkz. Rom 7:1–6, 1Ko 3:10–15, 2Ko 5:1–10). Pavlus bir öykü anlatıcısı olmasa da, Pavlus’un sunumları ne sıkıcı ne de renksizdi. Mesih’in umumi söylevle- riyle Pavlus’unkiler arasındaki üslup farklılıkları açıkça görülebilir, fakat her ikisi de etkileyici bir yaratıcılığı ortaya koyarlar.


Diğer Yeni Ahit yazarlarının tarzı, Mesih’in benzetmelerde kullandığı üsluba daha yakın bir benzerlik gösterir. İsa’nın kardeşi Yakup, öyküsel bir derse şöyle başlamıştı, “Diyelim ki toplandığınız yere altın yüzüklü bir adam gelse” (Yakup 2:2). Ancak ne Mesih’in kardeşi, ne de diğer öğrenciler, öyküleri Mesih kadar geniş bir tarzda kulla- namamıştı. Ancak mecaz ve sembolizm çok yaygındı. “Çünkü zengin kişi kır çiçeği gibi solup gidecek” (Yakup 1:10). “Gemileri örnek alın” (Yakup 3:4). Petrus’un vizyonu (Elç 10) sembolik bir form içermekteydi. Sembolik öyküler, Vahiy kitabının önemli bir bölümünü şekillendirmiştir. “Ejderha yeryüzüne atıldığını görünce, erkek çocuğu doğuran kadını kovalamaya başladı” (Vah 12:13).



Aşağıdaki öykülerden birkaçını seçerek içerisindeki mecazları tanımla- yın. Bu ayetlerde ne gibi çeşitli mesajlar mevcuttur? Mesajı nakletmek için ne gibi bir benzetme kullanılmıştır? Elç 10:9–16, Yakup 3:3–12, Vah 12:7–17, 18:9–20, 19:11–16.



Nasıl vurgulanırsa vurgulansın, ilke hep aynıdır: mecazlar, teşbihler, benzetme- ler, kinayeler ve diğer yaratıcı dil örnekleri, anlaşılabilir tarzda iletişim kurmamızı mümkün kılarlar. Dinleyicinin tecrübeleri üzerine inşa etmek suretiyle, Mesih ve O’nun öğrencileri gerçeğe olan anlayışı uyaran kıyaslamalar ve örneklemeler kul- lanmıştı. Uygun olduğu takdirde, bizler de aynısını yapmaktan korkmamalıyız.



Ocak 10


Ek  Çalışma:      Ellen G. White, “Teaching in Parables,” S. 17–27, Christ’s Object Lessons kitabını okuyun.



“İsa sorgulamayı uyandırmak istedi. Dikkatsizleri uyandırmaya ve kalbin üzerine gerçeği işlemeye çalışıyordu. Benzetmeler yoluyla öğretmek yaygındı ve yalnızca Yahu- dilerin değil, diğer uluslardan insanların da saygısını kazanarak dikkatlerini çekiyordu.


“Yine, Mesih’in açıklayacak gerçekleri vardı ki, insanlar bunları kabul etmeye, hatta anlamaya hazırlıksızdılar. Onlara benzetmeler yoluyla öğretmesinin bir nedeni de buydu. Öğretişini hayata, deneyimlere ya da doğaya ilişkin sahnelerle ilişkilendire- rek, dikkatlerini çekiyor ve kalplerini etkiliyordu. Daha sonra, insanlar O’nun dersle- rinde resmettiği nesnelere baktıklarında, ilahî öğretmenin sözlerini hatırlıyorlardı.


“İsa her kalbe bir giriş yolu arıyordu. Çeşitli örnekler kullanarak, gerçeği farklı safhalarında göstermekle kalmıyor, ayrıca farklı dinleyicilere de hitap ediyordu.”— Ellen G. White, Christ’s Object Lessons, S. 20, 21.



Tartışma Soruları:


¤ Grubunla Pazar günkü soruya verilen yanıtları paylaş. Birbirinizin öykü- lerinden ne öğrenebilirsiniz?


¤ İsa dinleyicilerinin çok aşina olduğu imgeleri ve mecazları kullanmıştı. Kendi kültüründe, ruhsal gerçekleri nakletmeye yardımcı olacak ne gibi şeyleri kullanabilirsin?



¤ İsa daha çok tarımsal alandan mecazlar kullanmış olsa da, ilk Hıristi- yanlık çoğunlukla kentsel yerleşim alanlarındaydı. Pavlus’un veya diğer Yeni Ahit yazarlarının yazılarında ne gibi “kentsel” imgeler görebilirsin?



¤ İyi bir öykü yaratmanın öğeleri üzerinde düşün. Bunlar nelerdir? Nasıl iş görürler? Bu öğeleri kendi tanıklığımızda kullanmayı nasıl öğrenebiliriz?



¤ Luka 16:19–31’i okuyun. İsa burada ne tür bir öykü kullanmıştı? Ruhsal mesajları nakletmede burada kullanılan hayal ürünü sahneden ne gibi bir ders çıkarabiliriz?




Güneşin Batışı: 16:58 (İstanbul)





*Ocak 11–17

Öğrencilik ve Dua






Sebt Günü


Konuyla İlgili Metinler: Dan 9:2–19; Mat 14:22, 23; 26:36; Yu 17:6–


26; İbr 2:17; 1Pe 4:7.



Hatırlama Metni: “ ‘Yalnız onlar için değil, onların sözüyle bana iman edenler için de istekte bulunuyorum, hepsi bir olsunlar. Baba, senin bende olduğun ve benim sende olduğum gibi, onlar da bizde olsunlar. Dünya da beni senin gönderdiğine iman etsin’ ” (Yu 17:20, 21).

uhlar için uğraştığımız işlerde ne yaparsak yapalım, ne gibi dışarıya yönelik programlar yaratırsak yaratalım, ulaşmak istediğimiz kişiler için samimiyetle dua etmeliyiz. Mesih inanlısı olmanın ve bunun da ötesinde öğrenci yetiştirici-


ler olmanın merkezinde bu yatar. Öğrenciler yetiştirme ve onları himaye etme konu- sunda, metodolojimizin merkezinde sürekli yapılan coşkulu dualar olduğu takdirde ne büyük değişiklikler başgösterir!


“İşçiler Allah’ın söylediği şu vaatleri iyice kavrasın, “Sen vaat ettin ki, “Dileyin, alacaksınız.” Bu ruhun İsa Mesih’e iman ederek dönüşmesini istiyorum.’ Çalıştığın kişilerin ruhları için ısrarla dua et, destek olması için onları inanlı topluluğu önünde takdim et. Her gün Allah’ın kılavuzluğunu arayarak, samimi dualarınla her şeyi O’nun huzuruna getirerek ve ilahi bilgelikle çalışarak başka birini seç, başka bir ruhu seç.”—Ellen G. White, Medical Ministry, S. 244, 245.



*18 Ocak Sebt Günü’ne hazırlık için bu haftanın konusunu çalışın.



Zamanla Sınanan Tutku


Ocak 12



Çoğunlukla duanın kendimize odaklı bir durum olduğunu zannederiz. İmanlılar kendi istek listesini Allah’a sunarak, rica ettiği şeyin gerçekleşmesini umar. Tabii ki bizlere ricalarımızı Allah’a sunmamız gerektiği söylense de, bazen güdülerimiz saf değildir. Her şeyden evvel, kalplerimiz bozuk, kötü ve hilekâr değil mi? Bazen duala- rımız içinde yatan kötülüğü yansıtmaz mı?


Ancak şefaat duası başka bir kişinin ihtiyaçlarına odaklandığından, bencilce güdüle- rin olasılığını ortadan kaldırır. Tarih boyunca şefaat duaları, ruhsal söylevlerin en yük- sek derecede ifadesi olmuştur. Kişisel hazla lekelenmemiş olduğundan, bu söyleşiler çıkarsızlığı, şefkati ve başkalarının kurtuluşunu içtenlikle arzu etmeyi kanıtlarlar.



Daniel 9:2–19’u okuyun. Bu dua aracılığıyla Daniel hangi sıkıntısını or- taya koyuyor? Bu duada itiraf ne gibi bir rol oynuyor? İlerleyen yaşı dolayı- sıyla, Daniel’in Yeruşalim’in restorasyonundan şahsi bir çıkar sağlaması olası değildir. Bu nedenle böyle bir duayı yapmasının gayesi nedir?


Yeremya’nın daha önce ifade ettiği ve Daniel’in o an düşündüğü peygamberliğin üzerinden yetmiş yıl geçmişti. Bu kadar yıl sonra Daniel’in Yeruşalimli dostları zaten ölmüş olmalıydı. Ayrıca Yeruşalim’in restorasyonu, Daniel’in kişisel servetini de eski haline getirmeyecektir. Daniel’in duasında, bencilce çıkarlar gözetildiğine dair hiçbir ima yoktur. Kadim peygamber, sürgündeki Yahudi ulusunun geleceği ve Yehova’nın şerefi için Allah’a açıkça yalvarmaktadır. Ricadan önce büyük bir itirafta bulunmak- tadır. İtirafında Daniel itaatsizler arasına kendisini de dahil etmektedir. Peygamber kendi masumiyetini ortaya koymak konusunda gönülsüzdür. Daniel başkalarına yarar sağlamak adına öncelikle restorasyonun peşinde koşarken, sorumluluğu kendi üzerine almaktadır.


Dua Zamanı


Ocak 13



Duanın gerçekte ne olduğunu düşün: ölümü hak eden düşmüş günahkâr varlık- ların, anında evrenin Yaratıcısı olan Kutsal Tanrımız ile doğrudan bağlantıya sahip olmaları.


Ayrıca Allah Mesih’te insan bedenine büründüğünde, insanî sınırlamaları kabul ettiğinde, O da duanın gerekliliğini hissetmişti. Baba’nın huzurunda, biz düşmüş günahkârlar ile aynı pozisyonda olmasa da, bir insan olarak İsa halâ duanın gerekli- liğini görmüştü.



Matta 14:22, 23; 26:36; Markos 1:35–37; Luka 5:15, 16; 6:12, 13’ü oku-

yun. İsa’nın kişisel dua yaşamını karakterize eden şey neydi? İsa’nın duası- nı çevreleyen koşulları tarif edin. Sıklık, yer ve zamanlama gibi Mesih’in dua yaşamını belirleyen şeylerden ne gibi dersler çıkarabiliriz?



Mesih elbette öğrencilerine emrettiği dua yaşamını şekillendirmişti. Sabahları, akşamları, vaazdan sonra, vaazdan önce, ne zaman mümkünse—İsa dua etmişti. Bahçede, dağlarda, ıssız yerlerde, dikkatin dağılmadığı neresi varsa—İsa dua etmişti. Boyutsal olarak Baba’nın mevcudiyetinden ayrıldığında İsa Baba ile ruhsal anlamda dua aracılığıyla birlikteydi. Mesih’in ruhsal yaşam kanı, duanın ruhsal atardamarla- rından dolaşarak geliyordu. Mesih’in modern takipçileri—günahkâr eğilimlerle zayıflatılmış, dünyevi kaygılarla şok olmuş, başarısızlıklarla hayal kırıklığına uğra- mış—İsa’nın dua yaşamından daha azıyla yetinmeli midir?


“Dua, Rab’be bir dostumuz olarak içimizi dökmektir. Rab bizi tanısın diye dua etmeyiz. O’nu tanımamıza yardımcı olması için dua ederiz. Dua Rab’bi bize değil, bizi Rab’be yaklaştırır.”—Ellen G. White, Cennete Giden Yol, S. 73.



Ebedi Öğreti


Ocak 14



Dua, sınırlı ruhları sınırsız Yaratıcıları ile mucizevi bir şekilde bağlar. Dua, ruhsal bir tutkaldır. Baba ile bağlandıklarında, imanlılar dünyevi tabiatlarını ve günahkâr eğilimlerini aşarlar. Bu dönüşüm onları dünyadan ayırır. Şeytan, duayı benmerkezci bir yapıya dönüştürmede başarı sağlayabilirse, bu dönüşümümüz için gerekli olan duanın potansiyelinden bizleri yoksun bırakır, çok büyük taviz verebilir ve tanıklığı- mız engellenebilir.


Matta 6:7, 8; 7:7–11; 18:19, 20’yi okuyun. Bu ayetler dua hakkında bizle- re ne öğretiyor?



Samimi imanlı, Allah’ın kendi vaatlerini onurlandırmaya kadir olduğuna inanır. Hiç kimse Allah’ın gözünü korkutacak bir talep sunmamıştır. O’nun yetkisi sınırsız- dır, kudreti eşsizdir. Allah’ın halkı cennetin kapılarına Rab’be güvenerek yaklaşabi- lir—yani bizler o zaman göremesek bile, O bizler için en iyisini yapacaktır. İman sırf gördüğümüz şeye inanmak değildir; gerçek iman istediğimiz ve umduğumuz şeyin sonuçlarını göremesek de Allah’a güvenmektir (bkz. İbr 11:1–7). Hiç şüphesiz, Rab’be hizmet ettiğin, iman yolunda yürüdüğün sürece, bazı şeylerin umduğun, hatta dua ettiğin gibi sonuçlandığını göremesen de, Allah’a güvenmelisin. Kutsal Kitap’ı hızlıca okumak bile sana yalnız olmadığını gösterecektir.



Matta 6:9–15, 26:39’u okuyun. Bu ayetler ne öğretmektedir?


Güven, kibir ve küstahlıkla karıştırılmamalıdır. Allah’ın tahtına cesurca yaklaş- mak, hak etme duygusu içermez. İmanlının tavrı, davranışı cesareti ve alçakgönüllü- lüğü ile karakterize edilir. Mesih Getsemani’de tercihini açıkça belli etti fakat duasını şöyle sonlandırdı, “Yine de Benim değil, Senin istemin olsun.” Tam bir teslimiyete ek olarak, hoşgörülü bir ruha sahip olmak, alçakgönüllülüğün bir diğer göstergesidir. Bu kadar çok bağışlanan insanlar olarak bizler de başkalarına aynısını yapmalıyız.



Ebedi Tutku


Ocak 15



Mesih, mükemmelliğin somut haliydi; yani Allah’ın tüm mükemmelliği O’nda açığa çıkmıştı. Bu nedenle Mesih’ten daha merhametli biri olabilir mi? İnsani acıları dindirme konusunda, kim İsa’dan daha güçlü bir arzuya sahiptir?


Bu nedenle şunu soruyoruz: Mesih’in merhametinin ve aracılığının, öğrencilikle ne gibi bir ilgisi vardır?



Luka 22:31, 32 ve Yuhanna 17:6–26’yı okuyun (ayrıca bkz. İbr 2:17). İsa’nın insanlığı teşhisi, O’nun şefaat dualarına nasıl etki etmiştir? Mesih’in şefaat dualarının nihai gayesi nedir?




İsa öğrencilerinin adına etkili bir şekilde aracılık etti, çünkü onların yaşamına ak- tif olarak bağlanmış, onları iyice anlamış ve tutkulu bir şekilde onların iyiliğini arzu- lamıştı. Günümüzde de etkili aracılık, daha azını talep etmez. Yirmi birinci yüzyılın öğrenci yetiştiricisi, kaybolan ruhlarla olan ilişkilerinde, zaman gerektiren uğraşlar için zaman ayırmalıdır. Para yapmak, şöhrete ulaşmak, hatta eğitsel mükemmellik, kaybolanın kurtuluşu için gösterilen daha büyük hedefe hizmetkârlık yapmalıdır. Bu, kolayca gözden kaçabilen önemli bir gerçektir, zira çoğunlukla her gün yaşamın öğütücü çarklarına kapılırız.


İsa kendisini öğrencilerinin yaşamlarına adamıştı. Onların yuvalarını ziyaret et- miş, akrabalarıyla tanışmış, onlarla hoş vakit geçirmiş ve onlarla birlikte çalışmıştı. Onların yaşamlarında önemli olan hiçbir şey O’nun gözünden kaçmamıştı. Günü- müzde öğrenci yetiştirmek, broşür dağıtmak ve ateşli dini tartışmalara girmekten çok daha fazla şey gerektirir. Duygudaş bir idrakle başkasının dertleri için dua etmek ve bu dertleri tutkulu bir arzuyla dindirmek, etkili bir öğrenci yetiştirme işinde halâ şefaat duasının standardını oluşturur.


Acayip gelse de, şu ifadede büyük bir gerçek yatmaktadır, “İnsanlar, senin onlar için ne kadar çok ilgilendiğini anlayana dek, senin bildiklerine çok az ilgi gösterir.”



Ebedi Şefkati Kopyalamak


Ocak 16



Duanın en samimi bağışı, taklit etmektir. Mesih’in ilk öğrencileri, Ustaları’nın dua yaşamını taklit etmişlerdi. Doğal olarak, kişisel güvenlikleri, günlük ihtiyaçları ve şahsi ruhsal idareleri için dua etmişlerdi. Ancak şefaat duası, onların öğrencilikleri- nin önemli bir unsuru olmuştu.



Elç 1:13, 14; 1Ti 2:1–4; Yakup 5:13–16; 1Yu 5:16; Yahuda 20–22; 1Pe

4:7’yi okuyun. Dua, ilk inanlı topluluğunda hangi rolü üstlenmişti? Onların dualarındaki belirgin durumlardan bazıları nelerdi? Bu örneklerden ne öğrenebiliriz?



İlk inanlı topluluğunda sürekli yapılan dua kök salmıştı. Pavlus ne zaman hizmet amacıyla bir yolculuğa çıksa, dualarla uğurlanıyordu (Elç 13:3, 14:23). Onların veda- ları bile duayla kapatılıyordu (Elç 20:36, 21:5). Duaları sık sık şefaat formunda olu- yordu. Siyasi liderler için, imanlı kardeşleri için ve genel olarak söylemek gerekirse herkes için dua ediyorlardı! Pavlus dizanteriye yakalanan baş yetkili Publius’un ba- bası için dua etmişti. İstefan ölüme giderken bile katilleri için şefaat duası etmişti. İlk inanlılar arasında duanın merkezîliği hemen hemen hiç abartılmazdı. Kutsal Yazı, duanın Allah’ı memnun ettiğini söylemektedir, çünkü O herkesin kurtuluşunu arzu etmekte ve gerçeğin gelişmesini istemektedir. Duayla—apostolik öğretiyle, ateşli vaazlarla, harika mucizelerle ve sevgi dolu bir paydaşlıkla kombine edilerek—ilk inanlı topluluğu hızla çoğalmıştı. Şiddetli zulme rağmen, Hıristiyanlık tüm impara- torluğu kapladı. Binlerce kişi müjdeyi kabul etti. Dönüşüm geçirmiş yaşamlar, Se- zar’ın sarayından bilinmeyen yerlere kadar canlı ışıklar olarak parlıyorlardı.




Ocak 17


Ek Çalışma: Ellen G. White, “A Reformatory Movement,” S. 126, Testimonies for the Church, Cilt 9; “By Personal Efforts and Living Faith,” S. 244, 245, Medical Ministry kitaplarını okuyun.



“Duadan başka hiçbir şey yapmayan kimse, bir süre sonra ya dua etmeyi bir tara- fa bırakır ya da dua onun için resmi bir rutin haline gelir. Başkalarına yardımı kesen ve görevlerini yerine getirmeyen imanlıların dua edecek az şeyleri olur. Göksel Rab için çalışmayan kimselerin dua edecek bir şeyleri de olamaz. Onların duaları sadece kendileri içindir. Başkaları için veya Rab’bin işini yapmada kuvvetli olmak için dua etmezler.”—Ellen G. White, Cennete Giden Yol, S. 79.


Tartışma Soruları:


¤ Şefaat duasının eksikliği, neden inanlı topluluğunun büyümesine bir engeldir? Diğer taraftan, aktif bir şefaat duası yaşamı, öğrenci yetiştirici aktiviteyi nasıl canlandırabilir? Etkili bir şefaat duasının anahtarları neler- dir? Şefaatçi, ne hakkında dua ettiğini nasıl bilebilir?


¤ Başkalarına ettikleri dualarının, evdeki şahsi ricaların ötesine geçmesi için üyeler ne yapmalıdır? Üyeler, dua ettikleri komşularıyla, akrabalarıyla ve iş arkadaşlarıyla nasıl ilişki kurabilirler? Başkası için yapılan şahsi dua- lar, neden hep bu kişilerle dostluk kurma çabalarıyla da desteklenmelidir?



¤ Yirmi birinci yüzyıl Mesih inanlıları, dinamik bir dua yaşamı tecrübe etmek için hangi adımları atmalıdır? Başarılı bir öğrenci yetiştirme ile dua aracılığıyla Allah’ın ilahi mevcudiyetiyle karşılaşmak arasındaki ilişki ne- dir? Dua, önce dua eden kişiyi değiştirmeksizin, dua edilen kişileri değişti- rir mi? Kaybolan ruhlara tutku duyarak duanın konusu nasıl değiştirilebi- lir? Kişisel kutsallık ve duanın, gerçeği paylaşma açısından ruhları kazan- mak isteyen kişinin kapasitesine ne gibi bir etkisi olur?



¤ İmanlıların, Mesih’i kabul etmemiş olanlarla ilişkilerini geliştirmek açısından yapabileceği belirli şeyler nelerdir? İmanlılar, yaşıtlarıyla ilişki- lerini yüzeyselin ötesine çıkarabilmek için ne yapmalıdır ki, onlar için ede- ceği dualarda belirli ihtiyaçları bilebilsinler?



Güneşin Batışı: 17:06 (İstanbul)



*Ocak 18–24

Çocukları Öğrenci Yapmak



Sebt Günü


Konuyla İlgili Metinler: Mez 127:3–5; Yas 6:6, 7; Luka 2:40–52; Mat


18:1–6, 10–14; Markos 10:13–16.



Hatırlama Metni: “İsa’ya, ‘Bunların ne söylediğini duyuyor musun?’ diye sordular. ‘Duyuyorum’ dedi İsa. ‘Siz şu sözü hiç okumadınız mı? Küçük çocukların ve emziktekilerin dudaklarından kendine övgüler döktürdün’ ” (Matta 21:16).


ünyaya vaaz etme ve her ulustan öğrenciler yetiştirme arzumuzla insanlığın bir sınıfını unutmamalıyız—çocukları.


Çocuklara ve gençlere ilişkin Hıristiyan araştırmaları birçok yönden farklılık göstermektedir. Ancak mezhepler çizgisinde tek şey kalıcı görünmektedir: Hıristiyanla- rın çoğunluğu, yaşamını çok genç yaşta Mesih’e adamışlardır. Yaşlı nüfustan çok daha az dönüşüm gelmektedir. Görünen o ki birçok inanlı topluluğu müjdeci planlarında bu önemli gerçeği gözardı etmiş, kaynaklarının en büyük kısmını yetişkin nüfusa kaydır- mıştır. Mesih’in ilk öğrencileri de çocuk hizmetinin değerini küçümsemiş gözükmek- tedir. İsa bu tavrı reddetmiş ve çocuklara yer açmış, hatta onlara öncelik vermiştir.


Bu yüzden bizler de aynısını yapmak zorundayız.



*25 Ocak Sebt Günü’ne hazırlık için bu haftanın konusunu çalışın.



Ocak 19



İbrani Çocukların Avantajı


Çevrelerini saran uluslardaki kadim akranlarıyla karşılaştırıldığında, İbrani ço- cukları çok özel bir muameleye sahiptiler. Tanrıları yatıştırmak için çocuk kurban etmek birçok kültürde yaygındı. Aksi takdirde çocukların değeri, çoğunlukla topluma sağladığı ekonomik katkıyla ölçülüyordu. Gerçek değerleri değil, iş üretkenlikleri onların yetişkinler dünyasıyla ilişkilerini tanımlıyordu. Söylemesi acı, fakat bu özel- liklerden bazıları, bilhassa ekonomik değer söz konusu olduğunda, benzer sorunlar şu anki dünyamızda bile geçerlidir. Gerçekten gazap günü gelmelidir.


Besbelli ki İsrail’in dönekliği, nüfusun çocukları değerlendirmesini etkilemişti. Manaşşe’nin büyücülükle ve diğer ulusal dinlerle oyalanması, oğullarının kurban edilmesine sebep olmuştu (2Ta 33:6). Ancak Manaşşe’nin yönetimi, kuraldan ziyade kural dışılık içeriyordu; İsrailliler daha fazla ruhsal liderlik altında gelecek nesillerine büyük değer vermişlerdi.



Mezmurlar 127:3–5; 128:3–6; Yeremya 7:31; Yasa 6:6, 7’yi okuyun. Bu ayetler, Allah’ın çocuklardan beklentisi hakkında ne öneriyor? Kutsal Yazı’yı doğru bir şekilde anlamak, çocuklarla olan ilişkimizi nasıl etkiler?








Eğitim, ilk doğum hakkı ve diğer birçok kültürel uygulamalar, kadim İbrani kül- türünde çocuklara ne kadar değer verildiğini göstermektedir. Mesih’in, çevrelerinde- ki kültürlere kıyasla, çocukların zaten yükseltilmiş olan konumunu yeni boyutlara taşımış olması sürpriz değildir. Her şeyden evvel çocuklar insandır ve Mesih’in ölü- münün hangi yaştan olursa olsun herkes için olması, hiçbir zaman unutmamız gereken bir husustur.



İsa’nın Çocukluğu


Ocak 20



Eğer İsa çocukluk evresini pas geçerek, yeryüzüne tam bir yetişkin olarak gelmiş olsaydı, çocukları anlama kabiliyeti konusunda ciddi sorular ortaya çıkabilirdi. Ancak Mesih her çocuk gibi gelişme göstererek, büyüme ve olgunlaşma konusundaki hiçbir gelişim evresini kaçırmadı. O, gençliğe özgü ayartıları anlıyordu. Çocukluğun kırıl- ganlıklarına ve güvensizliklerine katlanmıştı. Mesih, kendi alanında tüm çocukların karşılaştığı o zorluklardan geçmişti. O’nun çocukluk tecrübesi, Kurtarıcımız’ın ger- çek insanlığını göstermesinin diğer bir önemli yoluydu.



Luka 2:40–52’yi okuyun. Bu bize, İsa’nın çocukluğu hakkında ne öğretiyor?



“Yahudiler, on ikinci yaşı, çocukluğun bitip gençliğin başladığı yaş olarak kabul ediyorlardı. Bu yılın bitiminde erkek İbrani çocuklar Yasa’nın ve Tanrı’nın Oğlu ola- rak çağrılırdı. Ona özel dini eğitim fırsatları verilir ve onun kutsal bayram ve yortula- ra katılması beklenirdi. İsa, bu geleneğe göre çocukluğunda Fısıh Bayramı için Ku- düs’e gitti.”—Ellen G. White, Sevgi Öğretmeni, S. 65.


Ayetlere göre İsa bilgelik kazanmıştı. Allah O’na lütfunu bağışlamıştı. Mesih’in ço- cukluğunda Fısıh ziyareti boyunca tapınakla karşılaşmasından, İsa’nın derin bir Kutsal Kitap bilgeliği olduğunu görebiliriz. Yahudi öğretmenler, İsa’nın sorularından ve yanıtlarından çok etkilenmişlerdi.


Allah, hiç şüphesiz bu cazibeli kusursuz karakteri biçimlendirmek için çeşitli çocuk- luk tecrübeleri kullanmıştı. Belki de marangozluk becerisindeki öğrenim disiplini, ken- dini adamış ebeveynlerine dikkat, sürekli Kutsal Yazılar’ı araştırma ve Nasıralı hemşerile- riyle olan etkileşimi, O’nun yetişmesinin temelini şekillendirmişti. Sonuçta İsa ne kadar göze çarpan bir çocuk olursa olsun, tıpkı bizler gibi bir çocukluk yaşamıştı.



Çocuklara Şifa Vermek


Ocak 21



Şu pasajları okuyun: Matta 9:18–26, Markos 7:24–30, Luka 9:37–43, Yu- hanna 4:46–54. Bu öykülerde kimin çocukları restore ediliyor? Bu çocukla- rın geçmişlerindeki benzerlik nedir? Ne gibi farklılıklar bulabildin? Bugün için bizlere yardımcı olabilmesi bakımından bu ayetlerden nasıl bir ders çıkarabiliriz?



Tüm bu öykülerdeki ezici benzerlik şudur ki, her olayda çaresiz bir ebeveyn İsa’ya gelip çocuğu için yardım istemektedir. Hangi ebeveyn ilgisiz kalır ki? Hangi ebeveyn çocuğu çok hastayken ve hatta ölüm döşeğindeyken acı, ızdırap, korku ve büyük bir dehşet hissetmemiştir? O duruma gelmiş olanlar için bundan daha kötüsü yoktur.


İsa bizzat ebeveyn olmasa da, insanlığıyla çocukları iyileştirerek onlarla yeterince ilişki kurmuştu. Her olayda şifa bulunmuştur. O hiç kimseyi eli boş çevirmemiştir. Bu nedenle O’nun sevgisi sadece ebeveynlere değil, çocuklara da yöneliktir.


Tabii ki bu, dua edip İsa’ya yalvaran ebeveynlerin çocuklarının yine de şifa gör- memesi durumunda ortaya çıkan bir sürü sorulara da yol açmaktadır. Herhalde çocuğunu toprağa vermekten daha acı bir tecrübe olamaz. Ölüm daha yaşlı olan nesillere layık olmalıdır. Çocuklarının ölümüne yas tutan ebeveynlere has doğal olmayan düzen, kalpleri isyan ettirir. Bu cenaze süresince hemen hemen her ebe- veyn kendine şunu sorar, “Ben olmam gerekmiyor muydu?”


Fiziksel ölüme yas tutmak ve ruhsal çöküşe uğramak, her ikisi de aynı derecede acı verici olabilir. Kaç ebeveyn, çocuklarının uyuşturucu alışkanlığı, pornografi veya gençli- ğin verdiği kayıtsızlıktan dolayı büyük acılar çekmektedir? Ne tür bir azap olursa olsun, Rab’be ve O’nun iyiliğine, sevgisine güvenmeyi öğrenmeliyiz, yukarıdaki dini öykülerde anlatıldığı gibi işler mutlu bir şekilde sona ermese bile. Liderimiz Ellen G. White da iki çocuğunu toprağa vermişti. Dünyamız kötü bir yer; ancak Tanrımız seven bir Tanrı’dır ve bu gerçek, ne olursa olsun tutunmamız gereken bir gerçektir.







Korkutucu Bir Uyarı


Ocak 22



Şu ayetleri analiz edin: Matta 11:25, 26; 18:1–6, 10–14. Bu öykülerden sadece çocuklar hakkında değil, genel anlamda iman konusunda hangi ger- çekleri öğrenebiliriz? Burada İsa’nın uyarısının ne kadar sert olduğunu göz önüne alın. Neden bu konuda korku duymalıyız?



Burada, İsa’nın egemenliğini tarif ederken sık sık çocuklara başvurduğu eşsiz bir özgünlük mevcuttur. Onların özgünlüğü, alçakgönüllülüğü, bağımlılığı ve masumiye- ti bir bakıma imanlı yaşamın özünü ortaya koymaktadır. Bizler de imanımızı yaşar- ken, bu basitliğe ve güvene özlem duymalıyız.


Modern öğrenci yetiştirenlerin öğrenmesi gereken bir diğer ders: çocukların hiç- bir zaman çocukça bağımlılığı terk etmemeleridir. Uygun biçimde eğitilirlerse, ço- cuklar güven dolu masumiyetlerini yetişkinliğe aktarabilirler. Hiç şüphesiz çocuklar olgunluğa erişip yaşlandıklarında, tıpkı bizler gibi bazı şeyleri sorgulayacak, bazı güçlüklere uğrayacak, şüpheleri ve yanıtlanmamış soruları olacak. Ancak çocuksu bir imanın hiçbir zaman modası geçmez. Ebeveynler ya da genelde yetişkinler olarak, çocuklara Allah bilgisini ve sevgisini aşılamak için elimizden gelen her şeyi yapmalı- yız ve hiçbir şey bunu kendi yaşamımızla, nezaketimizle, şefkatimizle ve himayemiz- le onlara göstermekten daha iyi başaramaz. İstediğimiz kadar nasihat ve vaaz vere- lim; sonuçta yetişkinleri olduğu gibi çocukları öğrenci yapmanın en iyi yolu, onların önünde kendi yaşamımızdaki Allah sevgisini sergilemektir.


Soğuk, korkutucu ve sert bir tezat olarak, çocuklara karşı suç teşkil eden eylem- ler—özellikle de inanlı topluluğunun sponsorluğundaki aktiviteler esnasında— çocuğun inanlı topluluğu ve genellikle Allah hakkındaki güvenini yok edebilir. Bu gibi eylemleri yapanları ve bu suçları işleyenleri koruyanları nasıl bir gazap beklemekte- dir. Mesih ve O’nun mesajı, inanç ve güven uyandırır. İnsani organizasyonlar dikkat eksikliğinden dolayı çocuksu bir imandan taviz vermeye nasıl cüret etmektedirler?






Ocak 23


Küçük Çocuklara Katlanmak


Markos 10:13–16’yı okuyun. Mesih’in çocukları kabullenmesi, onların O’nun tarafından kabul edilmesini nasıl kolaylaştırır? O’nun öğrencilerini azarlamasından ne anlaşılmalıdır? Bu öyküden, kendimiz için ve çocuklarla olan ilişkilerimiz açısından ne almalıyız?



Hiç şüphesiz, Mesih’in öğrencileri cahil olsalar da iyi niyetliydiler. O’nun değerli vaktini harcamasına engel oluyorlar, daha “önemli” meseleler için enerjisini koru- masına yardımcı oluyorlardı. İsa’nın onların bilmesini istediği şeyi büyük ölçüde yanlış anlamışlardı.


Kaba yetişkinler tarafından, onların İsa’nın sevgi ve şefkat dolu şahsiyetinde ku- caklanmaya terk edildiğini hayal et. O’nu kucaklamalarına şaşmamalı. Bu öyküde, bizlere öğrenci yetiştirenler olduğunu iddia edenler tarafından çocuklara nasıl davra- nılması gerektiğinin eşsiz bir örneği gösterilmektedir.


“İsa yanına getirilen çocuklara baktığında onların içinde, ilahi egemenliği için ça- lışacak, lütfunun mirasçısı ve uğruna şehit olacak kişiler gördü. Bu çocukların birço- ğunun, kendilerini dünyasal zevklere kaptırmış ve artık kalpleri taşlaşmış olan yetiş- kinlerden daha istekli bir şekilde kendisini Kurtarıcı olarak kabul edeceklerini bili- yordu. Kendisini anlayabilmeleri için çocuklarla, onların anlayabilecekleri bir düzey- de konuştu. Göklerin Hâkimi, onları asla hor görmedi, sordukları sorulara çekinme- den cevap verdi. Anlattığı önemli dersleri çocukların anlayamayacağından asla kuşku duymadı; anlamalarını sağlamak amacıyla da bu dersleri asla basitleştirmedi. Onla- rın düşüncelerine, yıllar sonra yeşerecek ve sonsuz yaşam olarak ürün verecek olan gerçeğin tohumlarını ekti.”—Ellen G. White, Sevgi Öğretmeni, S. 504–505.


Ocak 24


Ek Çalışma: Ellen G. White, “İsa Çocukları Kutsuyor,” S. 503–508; “Tapınak Tekrar Arındırılıyor,” S. 577, Sevgi Öğretmeni. “Baptism,” S. 93–95, Testimonies for the Church, Cilt 6; “Bible Teaching and Study,” S. 185, 186 Education kitaplarını okuyun.


“Çocukların Müjde’nin öğretisinden daha fazla etkilendikleri hala doğrudur; onla- rın kalpleri ilahi etkilere açıktır ve hafızaları öğrendikleri dersleri koruyacak kadar güçlüdür. Küçük çocuklar, kendi yaşlarına göre deneyimlere sahip olan imanlılar olabi- lirler. Anne ve babalar çocuklarına ruhsal değerleri öğretmeli ve İsa’nın mükemmel karakterini kendilerine örnek almaları için onlara her bakımdan yardımcı olmalıdır.


Anne ve babalar kendi çocuklarını Rab’bin ailesinin genç üyeleri olarak görmeli- dir. Onlara, çocuklarını ruhsal bilgilerle eğitmeleri buyurulmuştur. Göksel ilkelerin güzelliğini onlara göstererek İsa’dan öğrendiğimiz dersleri çocuklarımıza anlatmalı- yız.”—Ellen G. White, Sevgi Öğretmeni, S. 505.


Tartışma Soruları:


¤ Mesih’i kabul edenlerin çoğunun, bunu genç yaşlarda yaptıkları gerçeği hakkında ne düşünüyorsun? Şüpheciler, onların yaptıkları şeyi anlamak konusunda çok saf ve cahil olduklarını iddia etmektedirler. Diğer yandan, onların birçok yetişkin gibi kötümserlikle ve şüphecilikle katılaşmamış ve lekelenmemiş olduklarından dolayı olabilir mi? Yani onların masumiyeti ve açıklığı, onları Kutsal Ruh’un teşviklerine daha duyarlı yapmaktadır. Konu- yu aranızda tartışın.

¤ Günümüz inanlı topluluğu, çocuklara yaklaşımda nasıl daha çok Mesih’e benzeyebilir? Tuhaf bir moda anlayışı, alışılmadık müzik zevkleri olan ve bazen bizlere garip gelen davranışlar gösteren gençlere daha dostça dav- ranmak için her üye kişisel olarak ne yapabilir? İnanlı topluluğu nasıl daha enerjik davranarak, aktif gençleri cezbedebilir?


¤ Vaftiz olmak ve Mesih’e yaşam değiştirici bir bağlılıkla ilgilenen gençlere yanıt vermek açısından üyeler ne gibi adımlar atmalıdır?


¤ Çocukların özellikleri hakkında İsa’nın şu ifadeyi söylemesine neden olan konuyu düşünün, “Yolunuzdan dönüp küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliği’ne asla giremezsiniz” (Mat 18:3). Bu ayetin anlamı nedir? Aynı zamanda ne anlama gelmemektedir?



Güneşin Batışı: 17:15 (İstanbul)





*Ocak 25–31

Hastayı Öğrenci Yapmak





Sebt Günü


Konuyla İlgili Metinler: Yşa 53:4, Mat 8:17, Markos 2:1–12, Flp 4:4–9,


1Yu 3:20–22, Yu 11:37–44.



Hatırlama Metni: “Yanına büyük bir kalabalık geldi. Beraberlerinde kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta getirdiler. Hastaları O’nun ayaklarının dibine bıraktılar. O da onları iyileştirdi. Halk, dilsizlerin konuş- tuğunu, çolakların iyileştiğini, körlerin gördüğünü, kötürümlerin yürüdü- ğünü görünce şaştı ve İsrail’in Tanrısı’nı yüceltti.” (Matta 15:30, 31).

sa, hizmeti boyunca zamanını vaaz vermekten çok hastaları iyileştirmeye harcadı. Mucizeleri O’nun sözlerinin gerçek olduğunu, yok etmeye değil, kurtarmaya geldi- ğini kanıtlamıştı. Nereye gitse, rahmetinin haberleri O’ndan önce varmıştı. Nere- den geçse, şefkatine mazhar olanlar sağlıklarına kavuşmuş ve yeniden buldukları güçlerini deneme fırsatına sahip olmuşlardı. Kalabalıklar, orada toplananların du- daklarından, Rab’bin gerçekleştirdiği işleri duymuşlardı. O’nun sesi çoğunun duydu- ğu ilk ses, ismi konuşulan ilk sözcük, yüzü ise baktıkları ilk yüzdü. Neden İsa’yı sevmesinler ve O’na övgüler sunmasınlardı? Kasabalardan ve kentlerden geçerken, O canlı bir akım gibi etrafına yaşam ve neşe yayıyordu.”—Ellen G. White, The Ministry


of Healing, S. 19, 20.



*1 Şubat Sebt Günü’ne hazırlık için bu haftanın konusunu çalışın.



İyileştirici Mesih


Ocak 26


Yeşaya 53:4, Matta 8:17, ve Yuhanna 9:1–3’ü okuyun. Bu ayetleri nasıl anla- malıyız? Ne gibi sorular ortaya çıkmaktadır? Bizlere nasıl bir umut verirler?





Eskiden hastalık, günahkâr eylemlerin bir sonucu olarak algılanırdı. (Bugün bile, zaman zaman ister kendimizin ister sevdiğimiz birinin hastalığa yakalanması, gü- nahtan dolayı cezalandırılmayı akla getirmiyor mu?) Eyüp kitabında dostları, şahsi hastalığı da dahil olmak üzere onun başına gelen talihsizliklerin gizli kalmış kusurla- rından kaynaklandığını öne sürmüşlerdi; imaya göre bir bakıma onun günahkârlığı bu tatsız duruma yol açmıştı. Benzer şekilde Mesih’in öğrencileri de körlüğün, biri- nin günahkârlığından ötürü olduğuna inanmıştı. Bu da, hastalığın teşhis veya ilaç tedavisi değil, aksine kefaret gerektirdiğini akla getirmektedir. Matta, Yeşaya’nın Me- sihî peygamberliğini referans alarak, Mesih’in bu önbildiriyi gerçekleştirdiğini ve şifanın sadece O’ndan geleceğini vurgulamıştı.


Çeşitli kadim pagan gelenekleri şifa verici tanrılar içerir; ancak hiçbirinin hasta- lıkları kendi üzerine aldığı ileri sürülmez. Yeşaya, bizim hastalıklarımızı ve gü- nahkârlığımızı üzerine alacak bir Kurtarıcı’yı önbildirmiştir. Diğer kadim gelenekler, kraliyete menfaat sağlamak adına vekâleten kefaret için önlem almıştır. Krala karşı ilahi tasarıları hoşnut etmek için vekiller kralın sarayında kurban edilmiş ve böylece kötülüğün cezası bir şahıstan diğerine transfer edilmiştir. Ancak krallık geleneklerine göre, hiçbir kimse tabi olduğu insanlara vekâlet olarak ölmemiştir.


İşte tam olarak Yeşaya’nın söylediği ve Matta’nın teyit ettiği şey budur: göklerin Krallığı insani hastalıklardan ızdırap duymaktadır. İlginç olan Yeşaya 53:4’de “keder” olarak çevrilen sözcüğün İbranicesi aslında “hastalık” veya “rahatsızlık” demektir.


İsa, kendi hizmetinin hem kurtuluşu vaaz etmek, hem de kırılan kalpleri iyileş- tirmek olduğunu biliyordu (Luka 4:17–19). O, kendi sevgisinden ve karakterinden gelen güçle birçok kişiyi cezbetti. Diğerleri de O’nu takip etti, zira O’nun kolayca anlaşılan vaazlarına hayran kalıyorlardı. Kimileri de O’nun güçsüzlere davranışların- dan dolayı öğrenciler oldular. Ancak bazıları da, O dokunup onların kırıklıklarını iyileştirdiği için Mesih’i takip ettiler.



Bedeni İyileştirmek


Ocak 27



Markos 2:1–12’yi inceleyin. Fiziksel hastalık ve günahkârlık arasındaki ilişki- den ne öğrenebiliriz? Aynı zamanda bu öyküden ne gibi bir ders almamalıyız?


Dini doktrine aykırı olarak kadim Grek felsefesi, insan varlığının ruhsal (ruh) ve fiziksel (beden) boyutlarını birbirinden ayırmıştı. İnsan ruhunun ölümsüz olduğuna inanan birçok Grek, bedenlerini değersizleştirmişlerdi. Bedenler geçici olup zamanla kaybolduğundan, süreklilik gösteren ruha nazaran daha az değer verilmekteydi.


Aslında eski çağlardaki en meşhur yazılardan birinde Plato, ölüm döşeğindeki öğ- retmeni Sokrates’in bedenin ne kadar bozuk ve kötü olduğu, ölüm esnasında ebedi ruhun nihayet her şeyi yapmakta özgür kalacağı ve bedenin bunu yapmasını engelle- diği yönündeki ifadelerini uzun süre mumdan tablere kaydederek, dokunaklı bir şekilde tasvir etmişti.


Tabii ki Kutsal Kitap tamamen farklı bir şey öğretir. İnsan bedenleri, müthiş ve harika bir şekilde Allah’ın doğrudan yarattığı bir şeydir (Mez 139:14). Bunun da ötesinde, bedenler ruhlardan ayrılmaz. Beden, akıl ve ruh, insan kişiliğinin veya varlığının sadece farklı yönleridir, birbirinden bağımsız parçaları değil. Sonuç olarak bedeni etkileyen herhangi bir şey, kişiliğin diğer ilişkili yönleri olan akıl ve ruhu da etkiler. Böylece Mesih şifa verdiğinde, yalnızca kanseri yok edip, kalp hastalığını iyi- leştirmemişti; O, insan yaşantısının fiziksel, zihinsel ve ruhsal yanlarını da dönüş- türmüştü.


İsa sadece bedenleri iyileştirmekle kalmamıştı. Mesih her zaman kişinin özünü iyileştirmişti. O’nun bütüncül yaklaşımı, fiziksel sağlığın, ruhsal sağlıktan ayrılmaz olduğunu göstermektedir. Fiziksel şifayla O, ruhsal dönüşümü etkilemişti. Bu da büyük ölçüde bütüncül gayeydi. Yoksa her şeyden evvel, uzun vadede zaten ölecek ve zamanın sonunda ebedi yıkımla karşılaşacak olan insanlar neden iyileştirilsin ki?



Ocak 28

Zihni ve Bedeni İyileştirmek


Fiziksel şifa ve zihinsel yenileme aracılığıyla, İsa öğrenciler yetiştirmişti. Mesih’in hastaları çoğunlukla hem zihinsel hem de fiziksel hastalıklardan acı çekmekteydi. Aslında fiziksel iyileştirme hiçbir zaman son gaye değildi. Nihai hedef, hep öğrencilik- ti. Şifa, ek olarak yirmi, elli, belki de yetmiş beş kaliteli yıl sağlayabilirdi. Öğrencilik ise Mesih ile birlikte sonsuz yaşam sağlar.


Luka 8:26–39’da, Gerasa bölgesinden cine tutulmuş bir adam İsa’ya eşlik etmek için yalvarmıştı. Mesih bunun yerine onu ailesine ve kasaba halkına müjdecilik yap- makla görevlendirmişti. Mucizevi bir şekilde kurtulduğundan dolayı İsa için güçlü bir tanık olabilirdi.



Matta 6:19–34, 1Pe 5:7, 2.Korintliler 4:7–10, Filipililer 4:4–9, ve 1.Yuhanna 3:20–22’yi inceleyin. Bu ayetlerde öğretilen ilkeler, birçok akıl hastalığının altında yatan endişe, suçluluk ve utancı nasıl giderebilir?


Fiziksel hastalıklar, bazen zihinsel uyarıcılar tarafından ortaya çıkarlar. Akıl ve beden arasındaki ilişki, tıp bilimi tarafından resmiyet kazanmıştır. Anksiyete, bazı mide sorunlarına yol açmaktadır. Endişe, uyku düzeninde bozukluklarına neden olmaktadır. Kontrol altına alınamayan hiddet, kalp hastalığına etki etmektedir. İn- sanlara zihinsel sağlık ilkelerini öğretmek, Allah’a güvenin önemini ortaya çıkarmalı, onları doğal olarak ruhsal taahhüde ve tam bir öğrenciliğe yöneltmelidir.


“Her günün kendine özgü dertleri, kaygıları vardır. Arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde sorunlarımızı konuşuruz. Konuşur ve endişe duyarız, çünkü zor za- manların geleceğinden korkarız. Karşımızdaki kimse, bizim merhametli, sevecen, dualarımızı işitmek için sabırsızlanan bir Rabbimiz olup olmadığından şüphe ede- cektir. İhtiyacımız olduğu her anda bize yardım etmek için hazır bekleyen bir Rab- bimiz yokmuş gibi davranmış oluruz.”—Ellen G. White, Cennete Giden Yol, S. 94.



Rab’be yakın olmak iyi bir sağlığın garantisi olmasa da, Rab’be yakın yü- rümekten kaynaklanan iç huzurunun bizler üzerinde olumlu bir etki bıra- kacağı kesindir, hem de fiziksel olarak. Bilhassa endişeye yatkın insanlar olarak, bugünkü çalışmamızda öğretilen ilkeleri alarak, bunları kendimize


uygulamak konusunda izleyeceğimiz pratik yollardan bazıları nelerdir?



37




Diriliş ve Yaşam


Ocak 29



Ölümün, en azından şimdilik hep son sözü söylediği bir dünyada, bu ayet- lerde ne gibi büyük bir umut bulunmaktadır? Luka 7:11–17, Markos 5:21–43, Yuhanna 11:37–44.




Politikacılar, gösteri sanatçıları ve atletler, izlenmek için gerekli bir şey sunmak zo- rundadırlar. Politikacılar hipnotize edici, etkili ve olağanüstü vaatlerden yararlanır. Gös- teri sanatçıları duyguları harekete geçiren becerilerini ve dinleyicinin tanımlanmasını kullanır. Atletler ise fiziksel kabiliyetleriyle kitleleri şaşırtır. Buna gıpta eden seyirciler de takip ederek onları cesaretlendirirler.


Peki, İsa ne sunar? Azaltılmış bir işsizlik oranı mı? Daha kabarık maaşlar mı? Şaşırtıcı top kabiliyeti mi? Müthiş bir ses yeteneği mi? Duygulara hitap eden bir sahne performansı mı? Bilakis, İsa dünyada hiçbir kimsenin yapamayacağı bir şey sunar: yeni bir dünyada ebedi yaşam. Bununla karşılaştırıldığında, bundan daha ne önemli olabilir ki?


Televizyondaki alışveriş programları, gerçek olamayacak derecede mükemmel taktik- lerle beynimize işleseler de, İsa onların bu başarılarını, hayatta bir kez ele geçen bir fırsatla aşar: kesinlikle nakliye ve dağıtım masrafı alınmayan bedava bir ebedi yaşam! Şüpheciler, böyle eşi görülmemiş bir teklifi mutlaka küçümseyeceklerdir. Rakipler ucuz taklitlerini üreteceklerdir (Şeytan’ın ölümsüz ruh kavramı). Potansiyel alıcılar, ihtiyatla bu iddiaları araştıracaklardır. Bu nedenle İsa şüphecilerle karşılaşmak, taklitleri ortaya koymak ve gerçeği araştıranları tatmin etmek için bilinen üç kanıtı sağlamıştır. Yair’in kızı, dul kadının oğlu ve son olarak Lazar, bu inanılması çok zor teklifin doğruluğunu kanıtlamıştır. Hastalık ve kazalar ilk başta galip gelse de, sonsuz yaşam hepsini alt ede- cektir. Her istediğimizde şifa bulamayız, fakat İsa’yı Kurtarıcıları yapan herkese sonsuz yaşam garanti edilmiştir.


Aynı şey bugün bizler için de geçerlidir. Bildiğimiz gibi, çoğu zaman istediğimiz şifa, arzu ettiğimiz tarzda gelmez. İnsanlar yıllar boyu zayıf düşer ve acılara katlanır, bazen iyileşmek şöyle dursun daha da kötüye gider. Diğerleri de dualarla başına yağ sürmeye ve tüm dualara rağmen hastalıklardan dolayı ölür. Neden bazı durumlarda iyileşilip bazen de iyileşilmediği konusunda bir yanıta sahip değiliz.


Ancak sahip olduğumuz şey, mucizevi bir şifadan bile daha iyidir, bu da çağların so- nunda İsa geldiğinde ve “Yüceler Yücesi’nin kutsalları krallığı alacak, sonsuza dek elle- rinde tutacaklar. Evet, sonsuzlara dek” (Dan 7:18) ifadesinde olduğu gibi sonsuz yaşa- ma diriliş vaadidir.





Ocak 30


Mesih’in İyileştirici Mirası


Elç 3:1–19; 5:12–16; 9:36–42; 20:7–10; 1.Korintliler 12:7–9, 28–31; ve

Yakup 5:13–16’yı gözden geçirin. Modern imanlılar, Yeni Ahit inanlı toplu- luğunda şifa hizmetin önemini nasıl değerlendirmelidir?









İlk yüzyıldaki öğrenciler, Mesih’in “bunlardan daha büyük şeyleri” görme vaadine ilk elden tanıklık etmişlerdi Mesih’in vaatlerine tanık olmuşlardı (Yu 1:50, Yu 5:20, 14:12 ile karş.). İlk Hıristiyanlığın en belirgin öğrencilerinden Petrus ve Pavlus’un mucizevi şifaları ve diriltişleri gerçekleşmişti. Bu olaylar, ilk inanlı topluluğunun gelişmesinde çok önemli bir rol oynamıştı. Mucizevi şifalarla belirginleşen Allah’ın ebedi varlığı, binlerce dini liderin Mesih’i kabul etmesine neden olmuştu. Sürüleri de çoğunlukla onları izlemişti.


Bazen yeni öğrenciler ilahi amacı yanlış anlamışlardı. Şimon, bu mucizevi güce sahip olmaya yeltenmiş, benmerkezci güdülerini sergilemişti (Elç 8:9–25). Ancak çoğu, bu mucizevi harikaların öneminin, Allah’ın varlığının aralarında olduğu gerçe- ğine dayandığını anlamıştı. Bunlar, Allah’ın mevcut olduğunu kanıtlayan ilahi gücü ve Allah’ın onların övgülerine layık olduğunu gösterir.


Mesih göklere alınsa da, çoğunluk halâ öğrencilerinin hizmetleri sayesinde O’nu izlemişti. Onlar Mesih’in başlatmış olduğu görevi daha da geliştirmişlerdi. Onlar Mesih’in paylaştığı vizyonu gerçekleştirmişlerdi.


Açıkçası şifa, süregiden bir ilgiyle karşılanmaktaydı ve şifa hizmeti de Mesih’in inan- lı topluluğunda süregiden bir işlevdi. Şifa verme, ruhsal armağanlar arasında sıralan- mıştı. Hastalıkla sarsılanlara Allah’ın şifa verici lütfunu sunan talimatlar, Kutsal Yazı- lar’da kaydedilmiştir. Bu armağanlar, O’nun şahsi varlığının onların yaptıklarını gerek- siz kılacağı, Mesih’in ikinci gelişine dek imanlılara yarar sağlayacaktır. Kilise tarihi, birçok farklı dönemde imanlıların kendilerini sağlık hizmetine adadıklarını göstermek- tedir. Şüphesiz ki, insanların acılarını dindirme, önemli bir motivasyondu. Ancak di- ğerleri, şifayı müjdenin tümünü öğrenmeye bir ilk adım olarak algılamışlardı.





Ocak 31


Ek Çalışma: Luka 18:35–43; 13:10–17; 14:1–6; Yu 6:1, 2; Markos 6:5–7,


6:54–56; 7:31–37; 8:22–26; Matta 8:1–19; 12:15–23. Ellen G. White, “Our Examp-


le,” S. 17–21, ve “Healing of the Soul,” S. 73–85, The Ministry of Healing; “The Divine Plan in the Medical Missionary Work,” S. 25–29, Medical Ministry kitaplarını okuyun.



“Felçli, Mesih’te hem ruhsal hem de fiziksel yönde şifa buldu. Bedene sağlığa ka- vuşmadan önce ruhun sağlığı gereklidir. Fiziksel hastalık iyileştirilmeden önce, Me- sih zihne rahatlık vermeli ve ruhu günahtan temizlemelidir. Bu ders gözden kaçırıl- mamalıdır. Tıpkı felçliler gibi günümüzde de binlerce kişi fiziksel hastalıklardan dolayı acı çekmekte ve şu mesajı beklemektedir, ‘Günahların bağışlandı.’ Huzursuz ve tatmin olmamış arzularla dolu günahın yükü, onların hastalıklarının temelidir. Ruhun İyileştiricisi gelene dek onlar huzur bulamayacaklardır. Sadece O’nun verece- ği esenlik, zihinlere enerji, bedenlere sağlık kazandırabilir…


“Kısa bir zaman önce zorlukla taşınan döşeğini kolayca taşıyarak, yeniden ailesi- ne döndüğünde, felçlinin yuvasında büyük bir sevinç meydana gelmişti… O yuvadan şükranlar yükseldi ve Allah, çaresizlerle eli ayağı tutmayanlara güç veren Oğlu aracılı- ğıyla yüceltildi. Bu adam ve ailesi, yaşamlarını İsa için feda etmeye hazırdı.”—Ellen


  1. White, The Ministry of Healing, S. 77, 79.


Tartışma Soruları:





Güneşin Batışı: 17:23 (İstanbul)





*Şubat 1–7

“Sıradan Kişiyi”


Öğrenci Yapmak




Sebt Günü


Konuyla İlgili Metinler: Luka 2:21–28; Mat 15:32–39; Mat 16:13–17;


Luka 12:6, 7; 13:1–5; Yakup 2:1–9.



Hatırlama Metni: “İsa, Celile Gölü’nün kıyısından geçerken, göle ağ atmakta olan Simun ile kardeşi Andreas’ı gördü. Bu adamlar balıkçıydı. İsa onlara, ‘Ardımdan gelin’ dedi, ‘Sizleri insan tutan balıkçılar yapacağım.’ On- lar da hemen ağlarını bırakıp O’nun ardından gittiler.” (Markos 1:16–18).


esih’in ölümü büyük bir dengeleyiciydi: hepimizin Allah’ın lütfuna ihtiyaç duyan günahkârlar olduğunu gösterdi. Çarmıhın ışığında etnik, siyasi, eko- nomik ve sosyal engeller yıkılır. Ancak bazen ruhları kazanma işinde bu


önemli gerçeği gözden kaçırır ve dünyanın gözünde “saygın” veya “ünlü” olarak varsayılan kişileri kazanmaya çalışırız.


Ancak dünyevi ünün ve şerefin anlamsızlığını ve değersizliğini bilen İsa ile böyle de- ğildir. Aslında birçok durumda en “başarılı” kişiler—uygun mevkilerdeki Ferisiler, zengin Sadukiler ve Romalı aristokratlar—O’na en büyük zorluğu gösteren insanlardı. Buna karşın “sıradan” insanlar—marangozlar, balıkçılar, çiftçiler, ev kadınları, çoban- lar, askerler ve hizmetkârlar—genelde kalabalığı oluşturan ve O’nu kucaklayanlardı.



*8 Şubat Sebt Günü’ne hazırlık için bu haftanın konusunu çalışın.




Alçakgönüllü Başlangıçlar


Şubat 2



Luka 2:21–28, Markos 6:2–4, ve Levililer 12:8’i okuyun. Bu ayetler, İsa’nın da içinde doğduğu ekonomik sınıf hakkında bizlere ne söylüyor? Bu sınıf, O’nun hizmetini nasıl etkilemişti?




Yusuf ve Meryem’in arındırma sunusu, açıkça onların ekonomik bakımdan yok- sul durumunu ortaya koymaktadır. Bu gelenek, Levililer 12:8’deki Musa’nın yasala- rından ortaya çıkmış olup, bir kuzunun kurban edilmesini gerektirir. Ancak yoksul- lara da merhametli bir muafiyet sağlanmıştı. Mütevazı şartlardan dolayı kumrular veya güvercinler de adanabiliyordu. Bu nedenle başlangıçtan beri—doğumunda ebeveynleri tarafından verilen sunulardan—İsa insanlığına yoksulların ve “sıradan” insanların evinde sahip oldu. Aslında arkeolojik kanıtlar, İsa’nın çocukluğunu geçir- diği Nasıra kasabasının oldukça fakir ve aynı zamanda da önemsiz bir kasaba oldu- ğunu göstermektedir. Marangozluk saygın bir ticaret olsa da, O’nu hiç şüphesiz “seç- kinler” arasına sokmamıştı.


“Mesih’in anne ve babası yoksuldu ve günlük kazandıklarıyla geçiniyorlardı. O, yoksulluğun, kederin ve fedakârlığın ne demek olduğunu iyi biliyordu. Bu nitelikleri O’nun koruyucusuydu. O’nun çalışkan yaşamında, Şeytan’ın günaha teşvikini çağıra- cak hiçbir boş anı olmadı. Çevresindeki insanlara iyi örnek olmak için asla gayesiz bir şekilde boş yere zaman harcamadı. Mümkün olduğunca Ayartıcı’ya karşı kapıları kapadı. Ne kazanç, ne övgü, ne de tenkit O’nu yanlış bir hareketi kabul etmeye yönel- temedi. Kötülüğü sezebilecek kadar zeki olmasının yanı sıra, ona karşı koyabilecek kadar güçlüydü.”—Ellen G. White, Sevgi Öğretmeni, S. 60.



Şubat 3


“Sıradan Kişiyi” Değiştirmek


Yuhanna 2:1–11 ve Matta 15:32–39’u okuyun. İsa günlük basit arzuları ve ihtiyaçları kullanarak, nasıl öğrenciler yarattı ve yaşamlar değiştirdi?




“Sıradan” insanlar doğal olarak fiziksel, duygusal ve sosyal arzularını paylaşırlar. Onlar fiziksel beslenme, kişisel önem ve dostluk isterler. İsa bu özellikleri anlamış, kendisini bu evrensel arzular aracılığıyla insanlara ulaşmada fırsatlar sağlayan sosyal durumlara yerleştirmişti.


İsa, ister suyu, üzümden yapılan mayalanmamış şıraya dönüştürsün, isterse ba- lıkçıları vaazcılara dönüştürsün (Markos 1:16–18), sıradan şeyleri olağandışı şeylere dönüştürmede uzmandı. İzleyiciler sık sık İsa’nın kişisel referanslarını sorguluyor- lardı (Markos 6:3). Onlar gösterişin olmadığından yakınıyorlardı. Olağandışı şeylere özlem duyduklarından, onlara sıradan gözüken şeyleri gözden kaçırıyorlar ve böylece potansiyel olarak ebedi yıkıma götüren şeyleri yapıyorlardı.


İsa sık sık, başkalarına muhtaç olduklarından dolayı sıradan oldukları düşünülen insanları aradı, çünkü onlar kendi başarıları için tamamen Allah’a güvenmek zorun- daydılar. Kendi kabiliyetlerinden, yeteneklerinden ve başarılarından etkilenen insan- lar, çoğunlukla kendilerinden daha büyük bir şeyin ihtiyacını hissetmezler. Ne kor- kunç bir yanılgı! Mesih’in birçok yaşıtı üstün akademik eğitime, sosyal statüye veya şahsi zenginliğe sahipti. Ancak isimleri çoktan unutuldu. Hatırlanan şey, sıradan insanların—çiftçiler, balıkçılar, marangozlar, çobanlar, çömlekçiler, ev kadınları, hizmetkârlar—Mesih için olağanüstü tanıklara dönüşmesiydi.




Şubat 4


Kusurlu Balıkçının Çağrısı


Yeni Ahit’te Petrus, tüm öğrenciler içerisinde en etkili olanı olarak ön plana çık- maktadır. Aslında o, aynı zamanda tüm insanlık tarihinin en etkili insanlarından birisidir. “Sıradan” birinin olağanüstü birine dönüşmesine dair ne güzel bir örnek!



Aşağıdaki ayetleri okuyun. Muazzam hatalarına rağmen, Petrus’un radi- kal biçimde değişmesini anlamamıza nasıl yardımcı olmaktadır?


Luka 5:1–11. Petrus, burada İsa’ya ihtiyacı olduğunu gösteren ne söyle- mektedir? Bu özelliği kendi yaşamımızda geliştirmek neden çok önemlidir?





Matta 16:13–17. Bu ayetler, bizlere Petrus ve onun Kutsal Ruh’a açık oluşu hakkında ne söylüyor?





Matta 26:75. Burada, Petrus’un içyüzünü ve Allah’ın onu nasıl kullana- bildiğini anlamamıza yardımcı olacak neleri görüyoruz?





İsa hiç şüphesiz Petrus ile büyük zaman harcadı ve Petrus da O’nun ile birçok güç- lü tecrübeler yaşadı. Birçok hataları olan “sıradan” bir balıkçı olmasına rağmen, İsa ile geçirdiği zaman Petrus’u radikal biçimde değiştirmişti—hatta İsa’nın önceden söyledi- ği gibi, O’nu üç kez inkâr etmek de dahil, korkunç hatalar yaptıktan sonra bile.


Petrus’un öyküsünde birçok husus su yüzüne çıksa da, İsa’nın kim olduğuna dair ilk işareti kaptığı an, kendi hatalarının farkına varmış ve bunları itiraf etmişti. Bu nedenle, İsa sabır ve hoşgörüyle, Petrus’un özürlü karakterini, tarihi değiştirmeye yardım eden birisine dönüştürebilmişti.




Göksel Değerlendirme


Şubat 5



Bir zamanlar bir müjdeci, seminerlerinde kaliteli üst sınıf insanların katılımını kutluyordu (belki de bununla övünüyordu). (Eşit şekilde daha “sıradan” insanların katılımını da kutladığını umuyoruz.)


Ancak Mesih ile sınıf ayrımı ortadan kalkmıştı; hiç kimse “sıradan” değildi, her- kes sıradışıydı. İsa’nın kitlelere alelâde örneklemelerle ve açık sözlü konuşmalarla ulaşmış olması sürpriz değildir. O’nun tutumunda, herhangi birinin O’nun ilgisin- den dışlandığını gösteren hiçbir belirti yoktur. Modern öğrenci yetiştiricileri de aynı şekilde dışarıya yönelik hizmetlerinde, kimilerine başkalarından daha fazla ilgi gös- terdiği izlenimini vermekten dikkatle sakınmalıdır.



Luka 12:6, 7; 13:1–5; Matta 6:25–30’u okuyun. Bu ayetler bizlere her ki- şinin değeri hakkında ne öğretiyor? Tabii ki buna inandığımızı söylemek çok kolay, fakat belki de Çarmıh’ın evrensel olarak ebediyen sildiği türden bir ayrımcılığı gütmekten nasıl sorumlu olabiliriz?




Pazar yerinde satılan en ucuz kuş serçeydi. Bir çifti, assarion denilen en küçük, en değersiz bozuk para (metelik) ile satın alınabilirdi. Yine de değersiz serçeler bile göklerin görkeminde unutulmamıştır.


Bu durum, Mesih’in uğruna öldüğü insan varlığının durumuyla nasıl karşılaştırı- labilir? Mesih bizler için öldü, kuşlar için değil. Çarmıh, idrak edemeyeceğimiz bir tarzda, yaşamdaki statüsüne bakılmaksızın—ki bu statü çoğunlukla göklerin gör- keminde anlamsız olan veya onun asıl ilkelerine tamamen aykırı olan görüşlere ve özelliklere dayalı olarak insani bir uydurmadır—her insanın “sınırsız değerini” (Ellen G. White’ın çok kullandığı bir ifadedir) kanıtlar.




Sınıfsız Bir Toplum


Şubat 6



Belki de ilk Hıristiyanlığın sosyal yönden en çekici özelliği, sınıf ayrımcılığının olmamasıdır. Müjdenin ağırlığı altında ayırıcı duvarlar yıkılmıştır. Sıradan insan Mesih aracılığıyla zafer kazanmıştır. Mesih sıradan bir insanı, olağanüstü insan hali- ne dönüştürmüştür. Marangozlar, vergi toplayıcıları, taş oymacıları, kraliçeler, hiz- metkârlar, rahipler, Grekler, Romalılar, erkekler, kadınlar, zenginler ve yoksulların hepsi de Mesih’in lütuf krallığında eşit hale gelmiştir. Aslında Hıristiyan topluluğu, “sınıfsız bir topluluk” olmalıydı.



Aşağıdaki her ayet, sıradan insanlığımız hakkında ne öğretiyor? Zamanı ve Kutsal Kitap yazarlarının yaşadığı kültürel zemini göze alarak, onlar için bu önemli kavramı anlamak neden pek kolay değildi?



Gal 3:28, 29




Yakup 2:1–9




1Pe 1:17, 2:9




1Yu 3:16–19



Şubat 7


Ek Çalışma: Ellen G. White, “The Lifework,” S. 269, 270, Education; ve “Labo- ring for the Middle Class,” S. 564–566, Evangelism kitaplarını okuyun.



“Müjdenin bu kapanış işinde işgal edilecek geniş bir alan mevcuttur; ve bu iş ön- cekinden daha fazla sıradan insanın yardımına gerek duymaktadır. Hem gençler hem de yaşlılar tarladan, bağdan ve işyerinden çağırılacak, O’nun mesajını vermek için Usta tarafından yollanacaktır. Bunlardan çoğu eğitim açısından çok az fırsata sahipti; fakat Mesih, amacını gerçekleştirmeleri için onlarda bazı özellikler görmek- tedir. Eğer onlar bu işe tüm yüreklerini koyarlarsa ve öğrenciliklerini sürdürürlerse, O da onları O’nun için çalışmaya layık hale getirecektir.”—Ellen G. White, Educa- tion, S. 269, 270.



Tartışma Soruları:


¤ İsa, neden sıradan insanlar arasından öğrenciler yetiştirmede çok etki- liydi? Mesajı neden zengin ve sosyal yönden üst tabakalar arasında alınma- ya hazır değildi? İsa’nın alçakgönüllü bir şekilde yetiştirmesi, sıradan in- sanların kalplerine ve zihinlerine erişmede nasıl bir etki sağlamıştı? Eğer İsa bir kral veya zengin bir toprak ağası olarak gelmiş olsaydı, sıradan bir insana erişmede ne kadar etkili olabilirdi?


¤ Grubunuzla 1.Korintliler 1:26–29’u okuyun. Anahtar unsurlar nelerdir? Dikkatle Pavlus’un yazdığı Tanrı’nın “bilgeleri utandırmak için dünyanın saçma saydıklarını, güçlüleri utandırmak için de dünyanın zayıf saydıkları- nı seçti” ifadesini okuyun. Bunun anlamı nedir? İmanlı olmak bağlamında bu ilginç fikirden ne anlamalıyız? Bu ayetler, hangi bakımdan dünyanın yollarının nasıl çarpıtılmış ve bozulmuş olduğunu göstermektedir? Bu bo- zuk yollara kapılmadığımızdan nasıl emin olabiliriz?



¤ Kutsal Kitap çalışma grubumuz, sıradan insanlara karşı daha samimi olabilmek için ne yapabilir? Bu durum, kitap çevirilerimizdeki seçimlere nasıl etki etmelidir? Öğrenci yetiştiriciler neden teorikten ziyade, pratik olan konulara konsantre olmalıdır, özellikle de ilkin kırgın ve yardıma ihti- yaç duyan insanlara ulaşırken?


Güneşin Batışı: 17:31 (İstanbul)





*Şubat 8–14

İsa ve Toplumdan Dışlanmış Olanlar





Sebt Günü


Konuyla İlgili Metinler: Mat 21:28–32, Yu 8:1–11, Markos 5:1–20, Yu 4:5–32, Mat 9:9–13.



Hatırlama Metni: “Sonra kadın su testisini bırakarak kente gitti ve halka şöyle dedi: ‘Gelin, yaptığım her şeyi bana söyleyen adamı görün. Aca- ba Mesih bu mudur?’ ” (Yu 4:28–29).


nanılmaz derecede acıklı ve korkunç bir geçmişe sahip olan genç bir bayan (on beş yaşında iki adet gayrimeşru çocuğu olmuştu), sevdiği tek varlığı olan bebeğini elinden almaya gelen sosyal hizmetler çalışanını öldürmekten dolayı hapishanede


yatıyor ve duruşma gününü bekliyordu.


Annesiz, babasız, kocasız, akrabasız ve hatta arkadaştan yoksun biri olarak tek başına korkunç bir gelecekle yüz yüze gelmişti. Ancak bir pastörün ziyaretleriyle bu çaresiz genç kadın—tüm hatalarına, durumun çaresizliğine ve ufuktaki karanlığa rağmen—Mesih’in kendisini sevdiğini ve bağışladığını öğrenmişti. Toplum bu genç kadına nasıl bakarsa baksın, o kendisi için Allah’ın sonsuz sevgisini biliyordu. Top- lumdan dışlanmış bu kadın, sevgisi ve kabullenişi tüm toplumsal normları ve daha fazlasını, hatta “iyi” olanları bile aşan Rab’binin anlamını ve gayesini keşfetmişti.



*15 Şubat Sebt Günü’ne hazırlık için bu haftanın konusunu çalışın.




ELLEN G. WHITE SERİSİ HAKİKAT YOLU VE HAYATIMIZ


Orijinal Adı: Steps to Christ


Çağımızın bilim ve teknik alanında kaydettiği olağanüstü gelişme- ler, maddi gereksinimlerimizin karşılanmasını bir dereceye kadar kolaylaştırmıştır diyebiliriz. Fakat maddi gereksinmelerimizin yanı sıra bir de ruhumuzun gereksinimleri vardır. Dileğimiz, çağımızın kaydettiği ilerlemeler yanında bunların da gelişmesi ve insan ru- hundaki boşluğun daha asil duygularla dolabilmesidir.


Bu yapıt, ruhsal yaşantımızın bu gereksinimini karşılamaya yar- dımcı olmak amacıyla hazırlanmıştır. Yüz yirmiden fazla dile çev- rilmiş olan kitap, yazarın Türkçe olarak yayınlanmış ilk kitabıdır.




ELLEN G. WHITE SERİSİ


SEVGİ ÖĞRETMENİ (1. ve 2. CİLT)


ELLEN G. WHITE


Orijinal Adı: The Desire of Ages


Tanrısal konularda son derece derin bir bilgiye sahip olan yazar Ellen G. White, bu kitapta İsa’nın yaşamındaki harikulade öğretileri ve önemli olayları tarih sırasına göre anlatırken, O’nun yaşamının farklı güzelliklerini ve ilahî hazinenin değerli gerçeklerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermiştir.


Bu kitap, okuyucuyu gökyüzünün kutsal hazinesiyle ilgili olarak onun hayal bile edemeyeceği kadar iyi bilgilendirmektedir.





ELLEN G. WHITE SERİSİ SEVGİNİN ZAFERİ ELLEN G. WHITE


Orijinal Adı: The Great Hope


Kitap, Büyük Mücadele’nin son 10 bölümünü ele almaktadır. Uğrunda savaştıkları şey için çok önemli olan iki tarafın, iyinin ve kötünün arasında geçen evrensel savaşın nasıl başla- dığından ve nasıl sonlandırılacağından bahsetmektedir. Güzel olduğu kadar şok edici bir yolculuğa çıkmaya hazırlanın. Okuduktan sonra artık aynı kişi olmayacaksınız.



ELLEN G. WHITE SERİSİ


BÜYÜK MÜCADELE


Orijinal Adı: The Great Controversy


Eğer evrende anlam ve adalet varsa, masumlar neden suçlularla birlikte acı çekiyor? Ölümden sonra yaşam var mı? Gerçek nedir?


Bu kitap yanıtları vermektedir; ve yanıtları güvence içermektedir. Yaşamın anlamı vardır! Evrende yalnız başımıza değiliz. Bizimle ilgilenen birisi var! Birisi gerçekten de insanlık tarihiyle ilgilenmiş, hatta insanlığa bizzat katılmış, O’na ulaşabilmemizi, O’nun da bize ulaşabilmesini olanaklı kılmıştır. Güçlü eli bu gezegeni tutan ve yakında esenliğe kavuşturacak olan birisi vardır.


Bu kitabın sayfalarını çeviren hiç kimse, kitabın sadece şans eseri mi eline geçtiğini sormadan bırakmayacaktır.



ELLEN G. WHITE SERİSİ GEÇMİŞTEN SONSUZLUĞA 1. CİLT


Orijinal adı: Patriarchs & Prophets


Nereden geldik? Uluslar arası gerilimler uygarlığı neden yıkımla tehdit ediyor? Suç oranı neden yükseliyor? Ahlâksal standartlar neden geriliyor? Tanrı bütün bunlara kayıtsız mı kalıyor? Sorun- ları çözmemize yardımcı olacak herhangi bir şey yapıyor mu?


Beş kitaplık bir serinin ilki olan bu kitap, sıraladığımız bu soruları yanıtlamaktadır. Dünyamızın nasıl oluştuğuna, insan- lığın nasıl başladığına ışık tutmaktadır. Binlerce yıl önce gök- lerde başlayan trajik isyan anlatılmakta, Tanrı ve Şeytan ara- sında gelişerek yeryüzünün bütün sakinlerini etkisi altına alan mücadele ortaya konulmaktadır.


Yazar dünyamızda var olan doğruyla yanlış, gerçekle yanılgı arasındaki savaşı tanımlamaktadır.


ELLEN G. WHITE SERİSİ


GEÇMİŞTEN SONSUZLUĞA (2. CİLT)


ELLEN G. WHITE


Orijinal Adı: Prophets & Kings


Peygamberlerin öyküsü, 1. ciltte kaldığı yerden devam ediyor. Davut’un oğlu Süleyman, İsrail Krallığına tarihinin en zengin ve en görkemli dönemini yaşattı. Bu ciltte, Tanrı’nın seçtiği halkın O’nun isteğini yapmaktan nasıl adım adım uzaklaştığını görüyo- ruz. Yaptıkları seçimin sonuçlarına acı ve ıstırap içinde nasıl katlandıklarını, sonunda Tanrı tarafından nasıl dışlandıklarını okuyoruz. Yaşamımızda lanet ve belalar yerine bereketlere ka- vuşmak için sakınmamız gereken hataları bize öğreten bir kitap...




BATIL İNANÇLAR - Kapılma ve Kurtulma


Yazar: Kurt Hasel


Orijinal Adı: Der Zauber des Aberglaubens


İster Avrupa’dan alınmış olsun -bu kitapta bolca örneği oldu- ğu gibi- ister Çin’de karşımıza kemik biçiminde, isterse Türki- ye’deki gibi nazar biçiminde çıkmış olsun, batıl inançlar her devir ve kültürde olagelmiştir.


Çünkü insanlar nerede olurlarsa olsunlar, üç temel soruya yanıt arayıp durdular.


  •      Geleceği nasıl bilebilirim?

  •      Nasıl mutlu olabilirim, olumsuz etkilerden nasıl korunabilirim?

  •      Ölümden sonra ne olacak, ölülerle nasıl iletişim kurabilirim?




BİNLERCESİ KIRILACAK


Yazar: Susi Hasel Mundy


Orijinal Adı: A Thousand Shall Fall



Hitler Almanya’sında inançlarını sürdürmeye cüret eden bir asker ve ailesinin nefes kesen öyküsü.













YETENEKLİ ELLER


Yazar: Carson / Murphey Orijinal Adı: Gifted Hands


Aynı zamanda filmi de yapılmış olup, en çok satan kitaplar listesinde yıllardır milyonlarca adet satan bu kitapta ölmekte olan çocuklara ikinci bir şans veren olağanüstü bir cerrahın öyküsü anlatılmaktadır. Dr. Ben Carson, beyin cerrahisinde- ki umut olmayan yere umut getiren yeniliklerle tüm dünya- da tanınmaktadır.



KADERİ DEĞİŞTİREN – KUTSAL KİTAP ÇALIŞMA KİTAPÇIKLARI SERİSİ


5 adet kitapçıktan ve 1 adet promosyon kitabından oluşan bu seride Kutsal Kitap’ın Yaratılış öyküsünden, son bölüm olan Vahiy kitabına kadar tüm bölümler, kendi kültürümüze has öykü- lerle süslenerek, anlaşılır ve kolay bir dille anlatılmış olup, hem inanlı topluluğunuz, hem ken- diniz, hem de çevrenizdeki insanlar için muhteşem bir başvuru kaynağı olacaktır.



EN ZENGİN MAĞARA ADAMI


Yazar: Batchelor / Toker


Orijinal Adı: The Richest Caveman


Gerçekten yaşanmış bir öykü… Milyoner bir baba ile gösteri dünyasında çalışan bir annenin oğlu olan genç Doug Batchelor, paranın satın alabileceği her şeye sahipti. Mutluluk hariç her şeye. Uyuşturucu kullandı, okulda kavgalar çıkardı ve intihar düşüncesiyle hayaller kurdu. Kendinden tiksinen ve hayatın hiçbir amacı olmadığına inanan Doug, yaşayabileceği tüm eğ- lence ve heyecanları yaşamayı kafasına koydu. Onun aradığı mutluluk sürekli kendisinden kaçıyordu, ta ki bir dostun mağa- rasında bıraktığı tozlu bir kitabı bulana dek. Bundan sonra olanlar ancak mucize olarak açıklanabilir.


ÇOK YAKINDA YAYINLANACAK… RUHLAR DÜNYASINA YOLCULUK


Yazar: Roger J. Morneau


Orijinal Adı: A Trip into the Supernatural


Gerçekten yaşanmış öyküler ve deneyimler içeren bir kitap. Küçüklüğünde ve savaş zamanında yaşadığı deneyimler Roger’i Allah’tan uzaklaştırmış, sonunda O’ndan nefret etmesine ve satanistlerin bir kulübüne katılmasına neden olmuştu. Fakat daha sonra sevgi dolu bir Tanrı’yı keşfederek iblislere ibadetten ayrılmak istedi. İşte Roger’in satanizmin dehşet verici dünya- sından ilahî müdahaleyle kurtuluşunun öyküsü.





ÇOK YAKINDA YAYINLANACAK… BEREKET DAĞINDAN DÜŞÜNCELER


Yazar: Ellen G. White


Orijinal Adı: Thoughts From the Mount of Blessing


Mesih’in Mutluluk Vaatleri Dağı’ndan söylemiş olduğu sözler, zamanın sonuna dek gücünü koruyacaktır. Her bir cümle, gerçe- ğin hazine dairesinden gelen bir mücevherdir. Bu konuşmada ifade edilen ilkeler, tüm çağlar ve tüm sınıflardan insanlar için geçerlidir. Mesih, ilahî enerji ile, birbiri ardınca pek çok sınıfı, doğru karakterler edindikleri için bereketlenmiş olarak ilan ederken, onlara olan inancını ve umudunu açıkladı. Herkes, Yaşam Kaynağı’nın verdiği yaşamı sürerek, O’na iman aracılığıy- la, O’nun sözlerinde ortaya konulan standarda ulaşabilir.




DVD SERİSİ: BİZİM MİRASIMIZ


Orijinal Adı: Our Heritage - SDA Church History




Yedinci-Gün Adventistleri tarihinin anlatıldığı bir DVD.


YEDİNCİ GÜN


Orijinal Adı: The Seventh Day



5 DVD’den oluşan Türkçe altyazılı bu sette Yedinci-Gün Sebt’inin tarihçesi detaylı olarak anlatılmaktadır. Hiç merak ettiniz mi, dünya üzerindeki yaşam bir tesadüfle mi başladı? Neden haftanın 7 günü var? Allah haftanın bir gününü neden diğerlerinden ayrı tuttu? Yaratı- lıştan bugüne dek Sebt Günü’ne inanan insanların izlerini süreceğiz.





BROŞÜRLERİMİZ:


YEDİNCİ-GÜN ADVENTİST TOPLULUĞU


Yedinci-Gün Adventistleri kimlerdir? Neye inanırlar? Ana dokt- rinleri nelerdir? Tarihçemiz, yaşayışımız nasıldır?






CEP BROŞÜRLERİ SERİSİ – SONUN BELİRTİLERİ:


İSA YENİDEN GELDİĞİNDE


İsa nasıl gelecek? Yeniden geldiğinde ne olacaktır? Belirtiler neler- dir? Nasıl hazır olabilirsin?


BEN KİM’İM?


İsa’nın kim olduğunun açıklandığı bu broşürde O’nun özellikleri çeşitli açılardan ele alınmaktadır.


SONSUZA DEK YAŞAYABİLİRSİN


Sonsuz yaşam nasıl elde edilebilir? Lütuf ne demektir? Nasıl kur- tulunur? Sonsuz yaşam formülü nedir?


HATIRLANMASI GEREKEN BİR GÜN


Sebt (Şabat) Günü’nün anlamı ve öneminin kısaca anlatıldığı bu broşür, onun nasıl tutulabileceğine yönelik kısa talimatlar içer- mektedir.






Mesih ve Yasası


ökteki büyük mücadelenin en başından beri, Şeytan’ın amacı Allah’ın yasasını ortadan kaldırmak olmuştur.”—Ellen G. White, The Great Cont- roversy, S. 582.


Neden? Çünkü Allah’ın yönetiminin temeli olarak yasa, evrenin ahlâki bütünlü- ğünü ifade eder; ve bu yasayı ortadan kaldırmak, yaratılışın ahlâki düzenini de orta- dan kaldırmak olur.


Şunu bir düşün. Eğer ne Allah var olsaydı, ne de yaşam, evren amoral olurdu. Kö- tü bir ahlâktan dolayı amoral değil, ahlâk denen bir şey mevcut olmadığından— içinde yaşam olmayan kayaların tanrısız bir evrende oradan oraya sürüklenmesi gibi—zira içindeki hiçbir şey ahlâki vasıflar gösteremez.


Oysa ki, Allah vardır, insanlar da vardır ve bizler sevgiyi verme ve alma kapasite- siyle, ahlâki varlıklar olarak yaratıldık. Ancak bu sevgi var olduğundan dolayı özgür- lük, ahlâki özgürlük de var olmalıdır, zira sevgi amoral bir evrende ortaya çıkamayan (tıpkı sadece kayalardan ve soğuk uzaydan oluşan) ahlâki bir kavramdır.


Ahlâk, doğru ve yanlışı, iyi ile kötüyü seçme yeteneği, iyi veya kötünün, doğru veya yanlışın potansiyeline izin vermek için tek yol olsa da, evrenin doğru veya yanlışı tanımlayan bir yasaya sahip olduğu düşünülemez mi?


Ve tabii ki böyle bir yasaya sahiptir.


Böylece bu çeyrek yılın konusu: Mesih ve Yasası’dır. Yasayı inceleyecek, özellikle de neden bu kadar çok Hıristiyan’ın—yasa ve lütuf arasındaki ilişkiyi yanlış anladığı soru- sunu—On Emir’in sürekli geçerliliğini inkâr etme tuzağına düştüğünü ve böylelikle farkında olmadan Allah’ın yasasını ortadan kaldırmaya yardımcı olduğunu göreceğiz.


Kutsal Kitap bu konuda çok açıktır: “Tanrı’yı sevmek O’nun buyruklarını yerine ge- tirmek demektir. O’nun buyrukları da ağır değildir” (1.Yuhanna 5:3). Seven Tanrımız ile O’nun buyruklarını tutmak arasındaki bağlantı, zannettiğimizden de sağlamdır. Sevginin var olduğu bir evrende yaşadığımız için Allah’ı sevebiliriz ve o vardır, çünkü evren ahlâk- tır. Bu ahlâk, şimdi keşfedeceğimiz gibi, Allah’ın ahlâk yasasına dayanmaktadır.



Keith Augustus Burton, aynı zamanda Adventist–Müslüman İlişkileri Mer- kezi’nin koordinatörlüğünü yaptığı Oakwood Üniversitesi’nde din profesörü- dür. Northwestern Üniversitesindeki doktora tezi, Pavlus’un Romalılar’a mek- tubunda yasanın rolü üzerine odaklanmıştır.



Alt Tabaka


Şubat 9



Toplumlar hiyerarşi yaratır. Zengin veya iyi eğitim görmüş kişiler genellikle yük- sek pozisyonlar elde ederler.


İyi ahlâklı vatandaşlar, “sıradan” insanlar, normal olarak sosyal basamakta orta sınıfı işgal ederler. Bunlar, fahişeler, madde bağımlıları, sabıkalılar, evsizler ve diğer- leri durumunda bulunan alt kesimden ayrılır. Mesih’in zamanında bu liste aynı zamanda cüzamlıları ve vergi toplayıcılarını da içermekteydi.



Matta 21:28–32 ve Luka 15:1–10’u okuyun. Bu pasajlar, sosyal olarak dışlanmışlara karşı Mesih’in tavrı hakkında ne öğretmektedir?




Kendini beğenmişliğin ötesinde, sosyal olarak dışlanmış olanların itilmesine ne- den olan şey neydi? Elit tabakanın çoğunlukla gözden kaçırıp, alt tabakanın keşfettiği şey neydi? İsa neden üst tabakaya nazaran, alt tabakaya ulaşmada daha etkiliydi?


Günahkâr zevklerle nasırlaşmış olmalarına ve bazen kendilerinin yaratmış oldu- ğu sert kabuğun içerisinde kapalı kalmalarına rağmen, kibirli, mağrur ve kendi doğ- ruluğuna inanan elit tabakaya nazaran, toplumdan dışlanmış olanlara daha kolay erişilebilirdi ve halâ da öyledir. Çoğunlukla dışlanmışların kabadayılığının altında, kendine değere vermemekle karakterize edilen duygusal boşluk yatmaktadır. Özellik- le gençlik yıllarında bu gibi insanlar sık sık açıkça isyan ederek, içlerindeki güvensiz- lik duygusunu bastırmak için, çılgın bir şekilde kişisel kimliklerini kanıtlamaya çalı- şırlar. Bu kimlik, amaçlı olarak bu kişi için yetkili figürün (çoğunlukla ebeveynler) isteklerine karşı gelmekle açığa çıkarılır.


İsa, onların zaten kendilerine verdikleri değer duygusunu baltalamak konusunda bir çaba sarf etmedi. Aksine, yenilenmiş bir kişisel değer duygusu yarattı. Kalpleri Mesih’ten aldıkları sıcak ve sevgi dolu karşılamayla yumuşayan bu toplumdan dış- lanmış olanları, sürekli sevmek ve kabul etmek suretiyle bir temel oluşturdu.








“İş Üzerinde”


Şubat 10



Yu 8:1–11’i okuyun. Bu ayet, İsa ve sosyal bakımdan dışlanmış olanlar hakkında bizlere ne öğretiyor?



Zeytin Dağı’ndaki inzivada ruhsal bakımdan tazelenmiş olan İsa, tapınağa geri dön- dü. Kalabalık toplanmıştı. Mesih öğretirken, Ferisiler zina yapmış bir kadını O’nun önüne attılar. İsa’yı, buyruklarda infazı gerektiren zina konusunda Musa’nın yasasıyla sorguladılar. İsa, bu sorgulamanın samimi olmadığını anlamıştı. Amaç tuzağa düşür- mekti, gerçeği araştırmak değil. İdam (ölüm cezası) yargısı, Yahudi mahkemelerinin elinden alınmıştı. Yahudi liderler, Mesih eğer kadının taşlanmasını aleni olarak redde- derse, vatansever Yahudi taraftarlığından taviz verileceğini düşünüyorlardı. Bunun aksine idamı desteklerse, Mesih’i Roma otoritesini çiğnemiş olmakla suçlayacaklardı.


Liderlerin siyasi entrikaları arasında kalan kadın, hem çaresiz hem de suçluydu. İsa’nın hizmetinden haberi olmadığından, O’nun merhametli doğasını biliyor ola- mazdı. İronik olarak, İsa kadının ölüm hükmünü ilan edecek olan Kişi gibi görünü- yordu; ancak kararına şu unutulmaz sözlerle başladı, “İçinizde kim günahsızsa…”


Bu sözler skorda durumu eşitledi. Günahsız insanlar, merhametsizce cezayı infaz etmeye yetkili olabilir. Ancak günahkârlar bir anlamda merhametli olmaya mecbur bırakılmışlardır. Fakat İsa hariç, orada hiçbir günahsız insan mevcut değildi. Dini liderler yavaş yavaş oradan dağıldı ve sosyal yönden dışlanmış bu kadının üzerine yüklenen suç da lütfa dönüştü.


“İsa bu kadını affederek ve daha iyi, günahsız bir yaşam sürmesi için ona cesaret vererek ne kadar dürüst ve mükemmel bir karaktere sahip olduğunu gösterdi. İsa, günahı örtbas etmeye ya da günahkârın suçluluk duygusunu azaltmaya çalışmazken, onu yargılamaya değil; kurtarmaya çalışır. Bu olayı yaşamadan önce, yanlış yoldaki bu kadın için dünya sadece hakaretlerden ve hor görülmekten ibaretti; fakat İsa teselli eden ve umut veren sözler söyler.”—Ellen G. White, Sevgi Öğretmeni, S. 451.




En Diptekiler


Şubat 11



Markos 5:1–20’yi okuyun. Bu adamın durumunu, günümüzde evsiz barksız olanların haliyle kıyaslayın. Onun tarifini, zihinsel özürlülerinkiyle karşılaştırın. Ne gibi benzerlikler ve farklılıklar vardır? Zihinsel özürlülere modern toplum nasıl davranmaktadır? İsa diğerlerine sürekli sır tutmala- rını öğütlerken, bu olayı ilan etmeyi tembih etmesi nasıl açıklanabilir?



Günümüzde çoğumuzun bakış açısından, böyle korkunç bir duruma düşmeyi, hem de mezarlıkta yaşamayı hayal etmek çok güç. Bazıları bu adamın deli olduğunu iddia etse de ayet bunun aksini öğretiyor. (Ayrıca bu fikir domuzların başına gelene nasıl uyuyor?)


Bu öyküde bizler açısından can alıcı nokta, ne kadar akli denge yitirilmiş olunur- sa olunsun—ister cine tutulmuş, ister zihinsel özürlü, ister uyuşturucu kullanılmış, vs.—hiç kimsenin görmezlikten gelinmemesi gerektiğidir. Bazı durumlarda profes- yonel yardım gerekir ve mümkünse bu yardım verilmelidir.


Mesih inanlıları olarak Mesih’in herkes için öldüğünü, yardımlarımızın ötesinde ol- duğunu zannettiklerimizin bile mümkün olduğunca merhamet, saygı ve iyiliği hak ettik- lerini hatırlamamız gerekmektedir. Ayrıca bizler kimiz ki, herhangi bir kimseyi durumu- nun umutsuz olduğu, Allah’ın kudretinin dışında olduğu şeklinde yargılayalım? Bizim açımızdan bazı şeyler kötü görünebilir, fakat Allah’ın perspektifinden her insan varlığı sonsuz değere sahiptir. Çarmıh olmasaydı hepimizin durumu çaresiz olurdu, ki bu çok düşkün ve özürlü insanlarla karşılaştığımızda hatırlamaya değer bir husustur.




Kuyu Başındaki Kadın


Şubat 12



Yuhanna 4:5–32’i incele ve sonra aşağıdaki soruları yanıtla.


  1.             İsa ne gibi sosyal adetleri yıktı ve neden? Bu bize, “sosyal adetler” hakkında ve tanıklık araya girdiğinde hangi tarzda değerlendirilme- leri gerektiği hakkında ne söylemelidir? Ne gibi sosyal adetler senin başkalarına tanıklık yapmana engel oluyor?



  1.             İsa kadını günahkâr yaşamıyla nasıl yüzleştirdi? O’nun bu yaklaşı- mından nasıl bir ders almalıyız

  1.             Bu öykü, İsa’nın öğrencilerinin önyargısı hakkında ne açıklıyor? Yine kendimize şunu soralım, bizler de aynı kabahati yapıyor muyuz?



  1.             İsa’nın onun her önüne gelenle yattığını bilmesinden oldukça etki- lenmiş olan kadın, yaptığı tanıklıkta halâ İsa’nın kim olduğu yolunda soruları olduğunu gösteren ne gibi şeyler söylemişti? Öğrenciler ye- tiştirme konusunda sabıra ihtiyacımız olduğunu göstermesi bakı- mından, bu öyküden ne gibi dersler çıkarabiliriz?